"Önünde rahat beş yılın var," dedi Emma.
Emma nihayet bir rakam söylemişti, ama bir kâhinin edası ya da gerçek bir inananın kendinden emin tavrı yoktu halinde. Daha çok bir temenni gibi söylemişti. Tıpkı sözcükler yerine
rakamlarla konuşan şu hasta gibi. Sanki benimle konuşmuyordu da, geleceğe hükmeden güçlere ya da kadere yalvarıyordu. Doktor ve hasta ilişkisi çoğu zaman kendine özgü bir ağırlık, bir otorite barındırsa da, bazen de-tıpkı şu andaki gibi, birbirine sarılıp uçurumdan aşağı bakan iki kişiden ibaretti.
Görünen o ki, doktorların da umuda ihtiyacı vardı.