Bir çocukluk travmam daha geri döndü. Misafire “Hoş geldin” demek. Yakın akraba, uzak akraba, konu komşu fark etmez. Eve kim gelirse gelsin odamdan çıkıp gelenlere hoş geldiniz demek zorundaydım. Demesine deriz hadi mesele değil de el öpmek gerekir mi? Öpmek istersin, "O kadar yaşlı mıyım?" diyen olur, öpmezsin, "öpsene ulan!" diye elini zorla dudağına yapıştıran olur. Tokalaşmak için elini uzatırsın, sıkmayan olur. Elini verip kolunu kaptırdığın olur. Şapır şupur suratını yalayan olur. Ne kadar büyüdüğüne şaşıran mı istersin yoksa birbirinden gereksiz çocukluk anılarını tekrar tekrar anlatan mı?