Bir kimse yapması gereken ameli eksik yaparsa, karşılığını kusuru kadar eksik alır ve bunun için kendisinden başkasını kınayamaz.
Selman (radıyallahu anh) diyor ki:
"Namaz ölçüdür. Kim onu hakkıyla yerine getirir, vefa gösterirse ecri tam olarak verilir. Kim alışverişte hile yapar, eksiklik yaparsa size bu kimseler hakkında (Mutaffifin suresinin ilk ayetlerinde) ne denildiğini biliyorsunuz. Oruç ve diğer ameller de bu minval üzeredir. Kim o amellere vefa gösterirse o Allah’ın en hayırlı kullarındandır. Kim de o amellerde hile yapar ve eksik yaparsa, yazıklar olsun o eksik yapanlara."
Arzu ve hevasının isteğine tamamen uyup oruçlarını hakkıyla yerine getirmeyenler hiç utanmazlar mı? Medyen halkı nasıl Allah’ın rahmetinden uzaklaştıysa, günahkarlar da öylece Allah’ın rahmetinden uzaklaştı. Hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:
"Hırsızların en kötüsü, namazından çalan kimsedir."
(Müsned 5/310. Heysemi senedinde râvilerin sahih hadisin ravileri olduğunu söylemiştir. Mecmau'z-Zevaid 2/120)
Dünya terazisinde eksik tartanlar bu şekilde kınanmışlarsa, din içinde eksiklik yapanların durumu ne olur acaba!
"İşte (böyle) namaz kılanların vay haline ki onlar namazlarından gaflet içindedirler." (Mâun suresi, 4-5)
Sayfa 122Kitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.