Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

68 syf.
·
Puan vermedi
İNCELEME: ALTINCI KOĞUŞ / ANTON P. ÇEHOV
Eserin İçeriği; Altıncı Koğuş; bir hastanenin Altıncı Koğuşu’nda yatmakta olan Ivan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimıç arasında geçen konuşmaları ele alan kısa bir öyküdür. Kitaba adını veren hastanenin Altıncı Koğuşu, son derece bakımsızdır; fiziki koşulları ise sağlıklı bir insanı hasta edebilecek düzeydedir. Ivan Dmitriç, soylu bir aileden gelen eski bir icra memurudur. Ivan’ın yaşadığı kasabadaki hayat, itici ve boğucu bir yaşamdır. Ivan, burada yaşayan bireyleri yüksek ideallerden uzak bir toplum olarak görür. Koğuştaki en bilgili ve eğitimli kişi aslında Ivan’dır, ancak odada onun düşüncelerine tepki ya da destek verecek kimse de yoktur. Hastanede onun farkına varan tek kişi Doktor Andrev Yefimıç olmuştur. Doktor Yefimıç ile Ivan arasında geçen felsefi, siyasi ve toplumsal konular, ikiliyi sürekli karşı karşıya getirir. Siyasetten konu açıldığında Ivan Dmitriç genellikle; ‘toplumun bastırıldığını ve otoritelerden korktukları için düşüncelerini dile getiremediklerini’, Doktor Andrev ise bunun tam aksine; toplumun oldukça ‘özgür’ olduğunu dile getirir. Dmitriç, hastanenin sağlıklı bir yer olmadığından ve insanca muamele görülmediğinden yakınır. Doktor Yefimıç hastanedeki koşulların sağlıklı olmadığının farkında olmasına rağmen stoacı düşünce yapısını destekler. İkili arasındaki konuşma zamanla doktorun düşüncelerinde değişime yer vermeye başlar; ne var ki bu görüşmeler hastane personeli arasında dedikoduya sebebiyet verir. Süreç böyle devam ederken belediye başkanı kendisiyle önemli bir konuyu görüşmek üzere Doktor Yefimıç’e bir mektup gönderir. Görüşmeye giden doktor, karşısında bir heyet görür. Bu heyetin amacı ise sorunları çözmek değil, doktorun aklî sağlığındaki sorunu ortaya koymaktır. Kendisini görevden uzaklaştırmak için -seyahat bahanesiyle- yakın dostu Mihail Averyanıç, Moskova, Petersburg ve Varşova’ya gitmesini ısrarla teklif eder. Bu seyahat Yefimıç için adete bir işkenceye dönüşür. Geri döndüğünde yerine yeni bir doktorun görevlendirildiğini öğrenir. Bir iki defa hastaneye giderek Dmitriç’i ziyaret etmek ister, ancak yanıt alamaz. Bir gün Averyanıç ve Doktor Hobotov yanına gelerek artık iyileşmesi gerektiği konusunda onu ikna etmeye çalışır, ancak Yefimıç yaptıkları konuşmanın ahmaklık ve aptallık olduğunu savunarak ikisini de kovar. Ertesi gün yaptığının yanlış olduğunu fark ederek Averyanıç’ı ziyaret eder. Hastaneye yatmaya ikna olan Doktor Yefimıç’i, Doktor Hobotov konsültasyona çağırır. Bir süre sonra odaya doktor yerine kucağında sabahlıklarla Nikita girer. İşte o zaman Yefimıç her şeyin farkına varır, kendisini akıl hastası olarak hastaneye yatırdıklarını anlar. Yefimıç, iyileşmek için bunun gerekli olduğunu düşünse de sonuç hiç de onun beklediği gibi olmaz. Bir ara dışarı çıkmak isteyen Yefimıç, kapıda Nikita ile karşılaşır ve dışarı çıkmasının yasalara aykırı olduğunu belirtir. Bir zamanlar emrinde olan Nikita şu an aynı şiddeti kendisi için kullanır. Ertesi günün akşamı Doktor Yefimıç, gördüğü şiddetin etkisiyle felç geçirerek vefat eder. Defnedildiğinde ise cenazesine sadece yardımcısı Daryuşka ve yakın dostu Mihail Averyanıç gelir… Eserin Analizi Modern öykünün kurucularından Anton Pavloviç Çehov’un 1892 Kasımında Russkaya Mısl dergisinde yayımlanan Altıncı Koğuş öyküsü, -döneminde- büyük bir ilgi toplar. Bu ilginin, okur sayısına bakıldığında günümüzde de devam ettiği görülmektedir. Eser iki ana karakter olan Ivan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimıç arasında geçen kısa ama bir o kadar da üzerimizde etkisini hissettiğimiz bir öyküdür. Ivan Dmitriç, takip edilme ve yakalanma korkusu olan paranoyak yapıya sahip bir kişiliktir. Doktor Yefimıç ise yasalara bağlı ve stoacı düşünceye sahip, toplumsal edimleri olduğu gibi kabul eden ve sorunlara karşı korktuğu için tepkisiz kalan bir kişiliktir. Yani bir yandan gerçeklik diğer yandan felsefilik olarak karşımıza çıkar. Dmitriç düşüncelerini bireyselliğin dışına çıkarak, tüm toplum adına savunur. Bu durum okuyucunun dikkatini çekmesiyle beraber sorgulanır. Tek başına bir olumsuzluk veya yanlışın çözülemeyeceği fikri, insanı bir adım daha yanlışa yaklaştırır. Gündelik hayatta sık sık kullandığımız ‘birlikten kuvvet doğar’ ifadesi bu noktada doğru bir tespit olacaktır diye düşünüyorum. Doktor Yefimıç başlangıçta bunun için adım atmış olsaydı, belki de Altıncı Koğuş onun için bir ölüm döşeği olmayacaktı. Bir canlının (bir hayvan da olabilir) insanın gözleri önünde acı çekmesi dışında başka bir gerçekliği olamaz, olmamalıdır. Burada aklıma Tolstoy’un şu sözleri gelir: “Acı duyabiliyorsan canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın.” Bir başka canlının acısını duyabilmek için onunla aynı acıyı yaşamamıza, sevincini görmek için onunla aynı sevinci yaşamamıza gerek yok! Hissetmek değil midir önemli olan… Kötülükler ve iyilikler her zaman hayatımızın bir parçası olmaya devam edecektir. Kötülükleri ortadan tamamıyla kaldıramayabiliriz, ancak tek başına değilse bile birlikte bunu azaltabiliriz. Bir acıyı bir haksızlığı görmezden gelmek yerine o acıyı başkaları ile paylaşabiliriz, acıya ortak olabiliriz. Susmak ve sorunların kendiliğinden çözülmesini beklemek zannımca en büyük kötülüktür. Susmanın kalesine sığınma eylemi, haksızlıklar ve sorunlar karşısında yapılması gereken bir davranış olmamalıdır! Aksine gür sesle savunmanın kalesinden seslenmek gerekir. Karşılık gelmese ve birlikte hareket edecek kimsenin olmaması halinde bile bu kaleden seslenmek gerekir. Ki o zaman gerçekten insan olabilmenin hakkı verilmiş olur. Şimdi dünyanın bir yerinde yapılan bir zulme sessiz kalmamak, haksızlıklar karşısında buradan bir şeyler yazmak veya söylemek insanlık görevidir. Böylece varoluşumuzun sebebinin ve amacının ne olduğunu da çözmüş olacağız! Savunduğumuz görüşler hayatımıza yön veren araçlardır, ancak bu düşünceler bize insan olduğumuzu ve sorunlara, yanlışlara karşı bir sesimizin olduğunu unutturmamalı! Hayat kısa, acınızın sesini duyurmadan önce çekilen acıların sesi olmayı deneyin. Tek başınıza gücünüz yetmiyorsa eğer, gücünüze güç katacak sesler muhakkak bir yerlerde, bir şekilde var olacaktır… İNCELEME: ALTINCI KOĞUŞ / ANTON P. ÇEHOV-MÜZDELİFE YILMAZ => tenakuzlar.com/inceleme-altinc... Müzdelife Yılmaz:
Müzdelife Yılmaz
Müzdelife Yılmaz
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,6bin okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.