Gönderi

"Ne yaparsan yap, DNA’nda yazılı değilse, olmaz."
Sayfa 353 - Yatağımdaki CRISPRKitabı okudu
··
1.948 görüntüleme
Nes okurunun profil resmi
Aslında yaptığım bu alıntıya böyle yorumlar geleceğini tahmin ediyordum. Hikmet Bey'inde, kader ile kıyaslaması gayet yerinde bir yorum. Ben ortak bir cevap vereyim o halde. Sayın hocamız Serkan Karaismailoğlu'nun kaleminden olan Pia Mater, Arachnoid Mater ve Dura Mater'dan oluşan bir nöro roman serisi. Bu Materlar; beynimizi içten dışa doğru saran 3 tip zardır. Kitaplar bölümlerden oluşuyor. Şu alıntı ise ,Arachnoid Mater (2. Kitap), CRISPR CAS-9 teknolojisine değinildiği bölümden (Yatağımdaki CRISPR). Burda yazarın ne demek istediğini, CRISPR CAS-9 teknolojisinin ne olduğunu anlatmak ile başlamalıyım. 2020 yılında nobel kimya ödülüne layık görülen CRISPR CAS-9 sistemi; yıllar önce cas9 enziminin keşfiyle bulundu. Cas9, bakterilerde bulunan bağışıklık sistemi olarak düşünülür. Bu keşif bakteri ve virüs etkileşimlerinin araştırılması sonucunda bulunmuş ve bir devrim niteliğindedir. Neden mi ? Çünkü bu yöntemle genomda mevcut herhangi bir bölgeyi kesip atabiliyoruz. İlk gayesi hastalıkların tedavisi olsada bilim insanları bunun aslında bir sınır olmadığının farkındaydı. İstediğimiz bir bölgeyi kesebildiğimiz gibi istediğimiz bir bölgeyi genoma dahil edebiliriz. Tabi burda etik kurallar engel teşkil edebilir ancak yapılması mümkündür. Crispr (Düzenli Aralıklarla Bölünmüş Palindromik Tekrar Kümeleri). Mekanizması ise; bir rehber RNA (gRNA) ile belirlenen bölge cas9 enzimiyle kesilir ve istenilen gen bir plasmid aracılığıyla kırık bölgeye dahil edilir. Ve genomda olmayan bir yapı var edilmiş olur. Organizmanın replikasyon sistemiyle de aktarılan gen tıpkı PCR gibi çok sayıda kopyalanır. Yani "DNA'n da yoksa olmaz" cümlesinden kasıt tamamen bu teknoloji. Tabikide genetik dalında birçok önemli buluş (PCR, gen klonlama, Rekombinant DNA teknolojisi, gen terapisi, sentetik biyoloji ...vb) var. Ancak bunların kullanımı hem bilim dünyasında hem de toplum arasında etik tartışmalara neden olmakta. Crispr cas9 ise bu teknolojilerin en güveniliri. Yani aslında genetik mühendisliği ile insanoğlu yaratıktan birer yaratıcıya dönüşüyor. Şu anda sürdürmekte olduğum kendi bitirme projem de, sentetik biyoloji üzerine. Crispr cas9 ile olmayan bir geni üretmekteyiz. Bunlara ek olarak naçizane fikrim; kaderimizin genlerimizde saklı olduğuna inanıyorum. Çünkü genotipik, fenotipik ve karakterik özelliklerimizi DNA'mız belirliyor. Basit bir örnek; örneğin bir kadını diğer kadınlardan daha güzel yapan sahip olduğu genlerdir (mutant genler dahil). Güzellik kavramına önem veren bir erkek o kadınla olmak ister. Erkeğin kaderini kadının sahip olduğu genler belirlemiş oluyor bu durumda. Bu sadece basit bir örnek elbette tüm hayatımız dış güzellik üzerine değil. Aslında alanım olduğu için bu konularda oturup konuşmayı çok seviyorum. Ancak ilgi duymayanlara sıkıcı gelebilir diye düşünüyorum. İlim ile bilimin çakıştığı bir noktada görülmek istemem. Çünkü ilim ile bilim bir bütündür. İlim, bilimin temelini oluşturur.
Özgün okurunun profil resmi
Başlangıç ve sonu olmayınca tam olarak anlamlandıramadım. Yazarın ifade etmek istediğ nedir sizce?
Çağrı okurunun profil resmi
CRISPR sistemini çok güzel anlatmışsınız. CRISPR Therapeutics ile şirketi ile Harvard Üniversitesi Massachusetts Hastanesi 2 yıl boyunca crispr ve kanser tedavilerinde ortak çalışma kararı alarak, tedaviyi uygulamaya başladı zaten.
Nes okurunun profil resmi
Massachusetts dünyanın en iyi tıp fakültesi. Kanser dahil tüm genetik hastalıkların tedavisinde kullanılacak bir yöntem olan CRISPR sistemiyle; metastaz geçirmiş malign neoplazmların apoptoz yolağına gönderilmesinin mümkün olacağını umuyorum 🙏🏼
Hikmet okurunun profil resmi
Kaderinde olmalıydı. Alaka kuramadım:(
Özgün okurunun profil resmi
Soruma yaptığınız detaylı ve açıklayıcı yorum için teşekkürler. Alanımın çok dışında olmasına rağmen güzel anlatımınız sayesinde anladım.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.