Yorumun iyisi, muhatabına kitap okutur, dense yeridir. Kitaba ismini veren öyküyü hayal meyal hatırlıyorum. O zaman öykü diye bir kelime varmış elbette, ama biz bilmezdik. Hikaye derdik. 1976 ya da 77 yıllarıydı. Ben arkadaşıma Steinbeck'in "Yukarı Mahalle"sini, o da bana Tomris Uyar'ın "Dizboyu Papatyalar"ını hediye etmişti. Hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Çünkü tanımıyordum Tomris Uyar'ı.
Okudum, bir roman tadı bulamadığım, öykülerin güzelliğinden bihaber olduğum için henüz, eh işte, dedim, arkadaşıma. Aklımda tek kalan, kırışmış ambalaj kağıdı ya da kesekağıttan görülen yazı üstüne bir şeyler olduğuydu (spoiler vermeyeyim) Hayal meyal işte.
Bir hurdacıdan, kim atmışsa artık, bir yığın Milliyet Sanat vs. dergi buldum. Meğer ne çok boy göstermiş bu dergilerde Tomris Uyar. Öykülerinden çok, aşklarıyla, aşkları üstüne yapılan dedikodularıyla. Oldukça güzel bir kadındı. Önce Ülkü Tamer'le evliymiş, sonra Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Edip Cansever girmiş hayatına.
Dikkat edin, hepsi de şair. En güzel şiirlerinin vesilesi Tomris hanım olmuş. Hatta, derler ki, daha kimler vardı kimbilir, ona abayı yakmış. Aşkından şiirler üretmiş.
Ta o dedikodulu günlerden, o günlerin içindeki şairlerden kalmış aklımda. Hani şu meşhur şiir var ya, "Bir adın Kalmalı Geriye" nasıl kalmışsa aklımda, sanki Tomris Uyar'a yazılmış gibi kalmış.Askerdeyken iddialaştım, kaybettim elbet. Şiirin sahibi Ahmet Hamdi çıktı. İntenet yoktu o zaman.
Değerli Rogojin, böyle sarsıcı oldu yorumunuzu okumak benim için. Neler, nereler, kimler geldi aklıma bir bilseniz. Bazısının yanılgı olması da muhtemeldir.
Kaleminize sağlık