Dini Akıl'dan koparmak, onu akılcı eleştiriye karşı bağışık kılmaktır. Bu tür bir inanç bir önerme niteligi taşımayacağından, doğruluk ve yanlışlık yargılarının uygulanabileceği bir fenomen olmaktan çıkar. Eğer dine Rousseau ve Schleiermacher gibi bir duygu; Lessing, Hamann ve Kierkeggard gibi tutkulu bir içsel kanaat ya da Emile Durkheim gibi
Özünde bir sembolik eylem formu olarak bakılırsa; onun nasıl kireçlenmeyi ya da hortumu yalanlar gibi yalanlanabilecegini anlamak güçtür.