Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
9/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Her insan stoik doğar epiküryen ölür
Fransız yazar Marcel Proust, Hazlar ve Günler başlıklı eserinde haz, ölüm, yalnızlık, aşk, kıskançlık gibi temaları işleyerek kaleme almış olduğu öykü, şiir ve deneme türlerindeki yazılarına yer vermiştir. Yazarın yirmi yaşında yazmış olduğu çeşitli türdeki yazılarından oluşan bu anlatı, Kayıp Zamanın İzinde serisine bir giriş niteliğinde görülmektedir. Babasının tanınan bir bilim insanı, annesinin ise zengin bir Yahudi ailenin kızı olduğu bilinen Proust, entelektüel anlamda zengin bir çevrede büyümüş ve bu gruptaki insanların hayata bakış açılarını yakından gözlemleme fırsatı elde etmiştir. Bu sebeple kitabı okurken karakter ve olayların birçoğunun otobiyografik bir nitelik taşıdığını hissettim. Özellikle anlatıdaki hemen her bölümde yer alan, sevgisini açıkça göstermeyen ve zor ikna olan anne tiplemesinin yazarın edebi kimliği üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu düşünüyorum. Yaptığım araştırmalar sonucunda Proust’un Kayıp Zamanın İzinde serisini ancak annesinin ölümünden sonra yazabildiğini ve bunun arkasındaki ana etmenin “hem anneye ulaşmak hem de anneyi aşmak” olduğunu öğrendim. Bu sebeple yazarın düşüncelerini daha iyi anlamak için giriş niteliğinde olan
Okuma Üzerine
Okuma Üzerine
ve
Hazlar ve Günler
Hazlar ve Günler
kitaplarının yanı sıra psikanalitik bir bakış açısıyla yazılmış olan
Proust ve Annesi
Proust ve Annesi
kitabının da okunması gerektiğini düşünüyorum. Yazarın genç yaşında hayat ve ölüme ilişkin bu kadar derin bir anlayışa sahip olması Hazlar ve Günler anlatısını oldukça ilgi çekici kılmaktadır. Proust, yaşlı bir insanın ölüme bakış açısı ile genç bir insanın ölüme bakış açısı arasındaki farklılıkları oldukça isabetli bir şekilde aktarmakla birlikte onları ortak paydada buluşturan yegâne sebep olan hazları da vurgulamaktan hiç çekinmemiştir. Proust, bu ikilemin hem ne kadar doğal hem de ne kadar ironik olduğunu ölümün kıyısına gelmiş çeşitli cinsiyet, yaş ve sosyal çevrelerdeki insanların gözünden anlatmaktadır. Tai Lopez’in “Neden Her Gün Bir Kitap Okumalısınız?” başlıklı TED konuşmasında (youtube.com/watch?v=7bB_fVD...) kullandığı cümlenin kitabı büyük ölçüde özetleyebileceğini düşünüyorum: “Bir millet stoik doğar fakat epiküryen ölür”. Proust, büyük ideallerin peşinde koşan, sürekli gayret gösteren, insan muhitinin bayağılığını ve ölümün hakikatini açıkça gören stoik karakterlerinin adım adım nasıl ideallerinden uzaklaştığını ve hazlarını merkeze alan bir epiküryen olarak ölümle yüzleşmek durumunda kaldıklarını anlatır. İdealist ve stoik insanların, epiküryen ve hayattan keyif almaya odaklı bireylere dönüşmesi sürecinin ne kadar sancılı olabileceğini merak ediyorsanız kitabı okumanızı öneririm. İncelememi kitaptan çok anlamlı bulduğum bir alıntıyla sonlandırmak istiyorum. “İşte, Françoise’a olan saf aşkım bu, diye düşündü. Artık kıskanmıyorum, demek ki ölüme çok yakınım, ama önemli değil, çünkü gerçek aşkı nihayet tadabilmem için bu gerekliydi.” Keyifli okumalar!
Hazlar ve Günler
Hazlar ve GünlerMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20201,326 okunma
·
92 görüntüleme
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Müthiş bir inceleme olmuş, keyifle okudum. Edebiyat tarihinde yeni bir çağ açan büyük yazar Monsieur Proust'a saygıyla. ^^
Luna okurunun profil resmi
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim~ Proust edebiyat tarihinin yanı sıra benim düşünce dünyamda de yeni bir çağ açtı. En sevdiğim yazarlardan biri olacağını şimdiden hissediyorum :')
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.