"Müttefiklerin önündeki ana engel, liderlerinin akılsız ve basiretsiz "kayıtsız koşulsuz teslimiyet" taleplerinin yarattığı kendi engelleriydi. Bu, Hitler'in Alman halkı üzerindeki hakimiyetini muhafaza etmekte en büyük yardımdı ve bu benzer şekilde Japonya'daki savaş yanlıları için de bir yardımdı. Şayet Müttefik liderler, kendi barış koşullarına ilişkin biraz güvence sağlayacak kadar akıllı olmuş olsalardı, Hitler'in Alman halkı üzerindeki hakimiyeti 1945 yılından çok evvel gevşetilmiş olacaktı. Üç yıl önce, Almanya'daki yaygın Nazi karşıtı hareketin temsilcileri, Müttefik barış koşullarına ilişkin biraz teminat verilmesi koşuluyla Müttefik liderlere Hitler'i devireceklerine dair planları ve böyle bir isyana katılmaya hazırlıklı birçok ileri gelen askerin isimlerini sızdırmışlardı. Ancak o zaman ve daha sonra böyle bir emare belirmedi ve onlara güvence verilmedi, o nedenle doğal olarak onlar için "sonu meçhul bir teşebbüs için" destek kazanmak zor hale gelmişti.
Böylece "gereksiz savaş" gereksiz yere uzatıldı ve daha milyonlarca hayat gereksiz bir şekilde feda edildi. Aynı zamanda nihai barış sadece yeni bir tehdidin ve bir başka savaş korkusunun belirmesine neden oldu. Zira, düşmanlarının "kayıtsız koşulsuz teslimiyetinin" peşinde koşulması sonucunda, İkinci Dünya Savaşı'nın gereksiz yere uzaması Merkezi Avrupa'yı komünist hakimiyetine açmak suretiyle sadece Stalin'e yaradı."