İstanbul’a yolu düşen birçok seyyah gezi notları arasına İstanbul’daki servileri ve mezarlıklardaki servi ormanlarını iliştirmiştir. 1870’lerde İstanbul’un çehresini çizen
Edmondo De Amicis gibi 1786’da Türkiye’ye gelen Elizabeth Lady Craven de servilerin süsüyle tabiatın verdiği bu doğal güzellikten bahsetmiştir. Aynı şekilde
Evliya Çelebi Hasköy yakınlarındaki Tersane bahçesini tasvir ederken servi ağaçlarını 12 bin tanesi sıralanmış bir satranç nakşına benzetmiştir: “Ağaçların kokusu ve çeşitli bitkilerin süslenmesiyle cennet bahçesini andırır ve bu bağlık arazilerde göklere doğru baş çekmiş öyle binlerce servi ağaçları var ki insan hayran olup şaşırır.” diye ifade etmektedir. İstanbul’un fethinden sonra
Fâtih Sultan Mehmed 'in de “kutsal elleriyle yedi servi dikti” diye belirttiği servilerin uzun, düzgün ve yeşil olduğunu söyleyen Evliya,
Akşemseddin 'in de kutlu elleriyle bir servi diktiğini belirmektedir. Fatih Camii’nin avlusunu tasvir ederken “göklere baş çekmiş minarelere denk uzun yeşil serviler var ki sanki her biri yeşil bir melek” diye betimlemektedir. Yine 1893’te İstanbul’da bulunan Mrs.
Max Müller de servilerin güzel kokusunun mezarlık ziyaretlerinde bütün kötü tesirleri izale ettiğine dair söylentilerin varlığına da dikkat çeker.
RECEP KANKAL
Kaynak: trdergisi.com/turk-kulturunde...
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.