Çok ince, çok duygulu bir insan olan Yakup Kadri, kızgın bir anında, olmadık bir gaf yapmış ve bu gaf da ona hayli pahalıya mal olmuştu. 1930'larda devrin genç edipleri ile giriştiği bir polemikte üstat, onları kısırlık, zayıflık, bücürlük ve soluksuzlukla suçlarken bütün bunlara neden olarak da, bu kuşağın "saman ekmeği" ile beslendiğini ileri sürmüştür. "Saman ekmeği" kuşağı bunu cevapsız bırakır mı? Ailesi bakımından francala kuşağına mensup ama gönlü bakımından saman ekmeği yiyenlerden yana olan Nazım Hikmet, hemen döşemişti:
Behey!
Kara boynuz gibi kaşlı
Mukaddes Apis başlı
adam;
Behey!
Karamaça bey!
Sen şiirin kamusuyla konuşuyorsun
ben asaletten anlamam
Şapka çıkarmam konuştuğun dile,
düşmanıyım asaletin
kelimelerde bile
Sayfa 165 - Yapı Kredi Yayınları