"En azından özgürüz denecektir bana, istediğini satın almakta, istediğin yere gitmekte, istediğini söylemekte özgür. Ancak herkesin katlanıyor göründüğü bu özgürlük neyin nesidir? Kıtlıklar, savaşlar, doğanın yok edilmesi, yaygınlaşan çıkarcılık karşısında herkese 'Elimizden bir şey gelmez...' dedirten bu özgürlük neyin nesidir? Aa! bizimkisi de tuhaf bir özgürlük! İnsan okların gösterdiği yönde az çok hızlı gitmekte özgür. İnsan hangi salçayla yenileceğine karar vermekte özgür! İnsan döşeğinin markasını ve çarşaflarının rengini seçmekte özgür, ancak otomobillerin, uçakların ve canavar düdüklerinin gürültüsüne her gece katlanmak zorundadır. İnsan yirmi bin kilometre uzaklıktaki palmiyeler altında on beş gün dinlenebilmek için bir yıl boyunca, iğrenç bir fabrikada çalışmakta özgürdür, çünkü kendi ülkesinde orman sarıdır, ırmaklar çürük yumurta kokmaktadır ve kuşlar çekip gitmiştirler!