Rıvayet olunur ki. Fatıh Sultan Mehmed,adını taşıyan caminin inşaatında kullanılacak mermer sütunları kestiren Rum mimarlardan İpsilanti Efendi'ye kızıp elini kestirir. Bunun üzerine İpsilanti Efendi ,ilk İstanbul Kadısı San Hızır Çelebiye başvurur. Haksızlığa uğradığını belirtip hakkını padişahtan alınmasını ister. Kadı Padişahı çağırtır.................................beyim davacıyla yüzleşeceksin....ayağa kalk !..Padişah kalkar . Kendisini savunmasını istenince hata ettiğini belirtir. Kadı Efendi "Kısasa Kısas" hükmü verir. Hüküm gereği Padişahında eli kesilecektir. Dınleyenler dehşetten ve hayretten dona kalmışlardır. Padişah boyun bükmüş,hükme rıza göstermiştir. Durum okadar alışılmışın dışındadır ki, İpsilanti Efendinin eli ayağı titremeye başlamıştır.Aklı başına gelir gibi olunca da ,dehşete düşer,davasından vaz geçtiğini belirtir. Kadı Efendi "kısas" hükmünü "diyet"e dönüştürür.........Mahkeme sona erip herkes dışarı çıktıktan sonra ,Padişah, kadıya döner "bak a Hızır Çelebi, bu padişahtır deyu şerife mugayir hüküm verseydin, şu kılıçla başını keserdim " .... "Sizde padişahlığınıza mağruren hükmü tanımasaydınız, billahi bu topuzla başınızı ezerdim" ......sözde hukukçulara veyl !...