Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İrâde ve Tasavvur
Saat akşamın altısı, günlük çalışma sona ermiştir. Şimdi bir gezinti yapabilirim yahut bir kulübe gidebilirim; bir kuleye çıkıp güneşin batışını seyredebilirim. Aynı şekilde bir tiyatroya da gidebilirim; ya da bu veya şu arkadaşımı ziyaret edebilirim. Evet, yahut ana kapıdan çıkıp, uzak diyarlara gidebilir ve bir daha da gelmeyebilirim. Bunların hepsini yapma imkânım var; bunları yapıp yapmamakta büsbütün hürüm. Fakat bunların hiçbirini yapmıyor ve evin yolunu tutuyor, karımın yanına gidiyorum.” Schopenhauer, şöyle devam ediyor: Bütün bunlar, tıpkı suyun şöyle konuşmasına benzer: “Dev dalgalar gibi yükselebilirim (yani denizde ve fırtınada); öfkeyle aşağılara akıp dökülebilirim (yani bir nehir yatağından); coşarak ve köpürerek aşağıya dökülebilirim (yani bir şelalede olduğu gibi); fışkıran bir dalga olarak havaya yükselebilirim (yani bir fıskiyede olduğu gibi); ve nihayet kıvrılıp akabilir veya havada buharlaşabilirim (evet, yüz derece sıcaklıkta!). Fakat ben bunlardan hiçbirisini yapmıyor ve şimdi kendi isteğimle, şu sakin ve berrak gölde kalıyorum.” Nasıl ki su bunlardan birini veya hepsini ancak belli bir sebep ortaya çıkınca yapabilirse, aynı şekilde her insan, yapabileceği her şeyi yalnız aynı şartlar altında yapabilir. Bu şartlar meydana çıkıncaya kadar yapması imkânsızdır. Ancak koşullar ortaya çıkınca, sadece bunu yapma imkânına kavuşmakla kalmaz, aynı zamanda zorunlu olarak sebepler de harekete geçer.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.