Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

456 syf.
10/10 puan verdi
Değerli okur arkadaşlarım, mitoloji öğelerle harmanlanmış sayısız eser okudum. Ama okuduğum eserlerin yazarlarına ilham kaynağı olan, İlyada ve Odysseia adlı eserleri okumak, nedense şu zamana kadar, bir türlü kısmet olmadı. Buna istinaden bu harika kitapları okumama vesile olan Hakan Bey'e, sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ederim. Biz okurları mükemmel tercümesiyle bu nadide eserlere kavuşturan, Hakkın rahmetine kavuşmuş olan, Azra Erhat Hanım'a da Allah'tan rahmet niyaz eylerim. Özellikle değinmek istediğim bir husus var ki, benim için çok mühimdir. Evet mitlerin tanrısal öğretisi, inancımla örtüşmemektedir. Ama bu demek değildir ki, mitsel öğelerle harmanlanmış kitaplar okunmamalı! Aksine okunması taraftarıyım. Ben imgelem ürünü olan mitleri, estetiksel bir anlatım tarzı içerdiği için okumayı seviyorum. Çünkü mitsel öğelerle harmanlanmış kitaplar, üzerimde sanki bir masal dünyasına adım atmışım gibi bir hissiyat uyandırmakta. Bazı araştırmacılara göre, mitler masallardan türemiştir; bazılarına göre ise de, masallar mitlerden türemiştir. Azra Erhat'ın Mitoloji Sözlüğünde yunanca " Mythos " kelimesinden türetilen mit; söylenen yada duyulan söz demektir. Masal, hikâye, efsane anlamına gelir, şeklindeki tanımıdır. O halde bu anlatılanları baz alırsak, mitlerin ilkel bağlamından uzaklaşıp ritüel dışında bir anlatım biçimine geldiğinde, sözlü edebiyat ürününe dönüşmesi kabul edilebilir bir gerçekliktir. Bu sebepledir ki destan ve masal gibi anlatılar, taşıdıkları imge ve semboller vasıtasıyla etkin oldukları zamandan günümüze kadar gelebilmişlerdir. İşte Odysseia'da onlardan biridir. Odysseia tek bir kişinin öyküsüdür. Eser her ne kadar, Odysseia isimli İthake Kralının öyküsünü anlatsa da Hektor'un ölümüyle sonlanan İlyada'nın devamı niteliğindedir bir bakıma. Çünkü İlyada'da okura anlatılmamış, örtülü kalmış bir çok soru Odysseia'da gün yüzüne çıkmaktadır. Meselâ, savaşın nasıl sonlandığı, savaştan sağ kurtulanların akıbetlerinin ne olduğu ile ilgili açıklamalara ayrıntılarıyla değinilmektedir. Ki bu açıklamalar ile, okurun aklında hiç bir soru işaretine yer kalmaz. Akhalılar dokuz yıl savaştıktan sonra onuncu yıl da, hile ile yıkmışlardır İlyon'u. Savaştan sonra eve dönüş yolunda Athene'ye saygısızlık ettikleri için de, tanrıça da Akhalı askerlerin üzerine uğursuz yeller ve koca, koca dalgalar salar. Bazıları bu uğurda telef olur, bazıları bir çok zorlukla sınandıktan sonra dönebilir yurduna, bazıları da tam yurduma kavuştum derken, eşinin ve dostum dediği kişilerin ihanetleri ile sarsılır ve kalleşçe katledilir. Bir çok imtihandan sonra yurduna kavuşanlardandır, Odysseis. Peki Odysseis kim? Dedesi Autolykos koymuştur, bu adı ona. Torununu görmeye gelirken yollarda insanlardan çok çile çektiği için, " Çileli " anlamına gelen Odysseis ismini uygun görmüştür. Gerçekten de isminin hakkını verir Odysseis. Geri dönüş yolunda on iki gemisi ve yoldaşlarıyla çıktığı yolculuktan, oradan oraya savrulduktan sonra masalsı bir mücadeleyle tek başına döner baba toprağına. Masalsı diyorum çünkü, satırlar arasında ilerledikçe karşınıza devler, tek gözlü, bin kollu, kuş yada fok kılıklı insan yiyen yamyam canavarlar çıkmaktadır. İlyada'daki gibi estetiksel anlatım, Odysseia'da da karşımıza çıkar. Bir diğer benzerlik zaman ve mekanda yaşanan sıçramaların örtüşmesi. Ama tek farkla insanların yada tanrıların dünyası olarak değil de, olay örgüsü Odysseia, eşi Penelopeia ve oğlu Telemakhos arasında gelişir. Odysseia Troya Savaşının kaderini belirleyen, son derece zeki ve kurnaz bir kişi olarak çıkar okurun karşısına. Ozan Demodokos, Odysseia adına düzenlenen şenlikte anlatır dinleyiciler vasıtasıyla, biz okura. Değerli okur arkadaşlar, ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve mutlaka bu eserleri okuyun...
Odysseia
OdysseiaHomeros · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20185,3bin okunma
··
1.398 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Anıl okurunun profil resmi
Serpil Hocam elinize sağlık. Çok güzel bir inceleme yazmışsınız ki ben bir köşe yazısı okuyormuşum havasındaydım ve ayrıca yazımınızı büyük bir keyifle okuduğumu da belirtmek isterim. Zafer Hocanın yorumunda bahsi geçen Gılgameş'i yakın bir zamanda okumuş biri olarak güzel edebiyat sohbetinize bende dahil olmak istedim. İnsanlığı her zaman realitenin tatmin etmediğini ve etmeyeceğini geçmişten günümüze gelen masallar, hikayeler, efsaneler ve destanlar vasıtasıyla net bir şekilde görebiliyoruz. Her ne kadar günümüzde bu tarz yeni mitolojik hikayeler türemese bile yapılan filmlerden ve dizilerden anlıyoruz ki gerçek dünyanın, insanlığı hala tatmin edemediği gerçeği çok daha açık bir şekilde gün yüzüne çıkmaktadır. Öyle ki DC ve Marvel'in olağanüstü güçleri olan kahramanları, bu bağlamda en güzel örnekler olacaktır diye düşünüyorum. İncelemenizin başında belirtmiş olduğunuz gibi dini inançlarımız gereği bize oldukça yabancı ve çoğu zaman akıl dışı gelen bu ürünleri asla okumaktan ve izlemekten kaçmayan biri olarak sıkı bir The Flash takipçisi olduğumuda belirtmek isterim. :) Umarım gereksiz düşüncelerimle zamanınızı çalmamışımdır. Tekrardan böylesine güzel bir inceleme yaptığınız için teşekkür ediyor, incelemelerinizin devamını bekliyorum.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Her şeyden önce bu ince davranışınız için, çok teşekkür ederim. Zamanımı çalmak ne demek, Anıl Bey? Bilakis incelemelerime yorum eklenince, ben daha çok mutlu oluyorum. Önceden de okurdum. Ama okuduklarımı sadece ailemle paylaşabilirdim. Sizler gibi nezih arkadaşlar edindiğim için, nasıl bahtiyarım anlatmaya kelimelerim yetersiz kalır. Önceden okuduğum herhangi bir kitap hakkında istişarede bulunabilecek bir arkadaşa sahip değildim. Çünkü sosyal hayatımda kitaplar ile ilgili bilgi alışverişinde bulunabileceğim, hemen hemen kimse yok dersem sanırım yalan olmaz. Hoş olsa da, olanlarda da bir türlü ortak bir payda da buluşamazdık ki. Kitabı seviyorlar ama iş okumaya gelince, dedikodu yapmak onlara daha cazip geliyordu. Onlara göre kitap boş zamanlarda okunabilecek bir kazanımdı. Oysa ki ben, kitap okuyabilmek için zaman yaratanlardanım. Zamanla aramızdaki uçurum gitgide çoğalınca da, kendimi ister istemez o arkadaşlardan soyutlamak zorunda kaldım. Belki bu yüzden zamanla kitaplara daha bir bağlandım. Eşim bıkmadan usanmadan bana,hep şu soruyu sorar. " Kitap okumayı çok mu seviyorsun?" Ben de hep şu cevabı veririm. " Ben kitaptaki kahramanların acılarıyla yoğrulup, sevinçleriyle mutlu oluyorum. " Kendisi de gayret gösterir ama ne yazık ki, bir türlü bir kitabı bitirmeye muvaffak olamamıştır. Çünkü, kitap okumanın zorlamayla kazandırılacak bir edinim olmadığı inancındayım. Kim bilir, ömrümüz yeterse emekli olduğunda, hiç olmazsa nazarımda değerli olanları okumasını teşvik edebilirim belki. Ayrıca Zafer Bey'in ve sizin anlatılarınızdan yola çıkarak Gılgameş'i okuma listeme aldığımı belirtmek isterim. Bu tür destanca anlatılar, nasıl desem okurken okura ayrı bir tat, lezzet katıyor. Ben inanıyorum ki, şu hayatın keşmekeşliğinden kurtulabilmek adına bu tür kitapları okumalıyız. Sevgiyle kalın...
3 sonraki yanıtı göster
dostamisc okurunun profil resmi
Güzel inceleme için teşekkür ederim Serpil Hanım, ellerinize sağlık.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Nezâketiniz için, can-ı gönülden çok teşekkür ederim. Umarım hissettiklerimi tam olmasa da, birazını yansıtabilmişimdir. Sevgiyle kalın...
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.