Gönderi

Tarih 1503 Haziran. Kristof Kolomb, gemilerinde oluşan arızaları gidermek için Jamaika'ya uğrar. Oranın yerli halkı, topraklarına gelen bu yabancılara yardımcı olurlar. Gemilerini tamir etmek için ve yiyecek içecek ihtiyaçlarını gidermek için ellerinden ne geliyorsa yaparlar. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen gemilerin tamiri bitmez. Bu yetmezmiş gibi gemi mürettebatında bulunanlar, yerli halkın getirdikleri ile yetinmeyip daha fazla yiyecek içecek elde etmek için yağma yapmaya başlar. Bu duruma çok kızan yerli halk, bir süre sonra bütün yardımı keser. Hem gemilerin tamiri hem de beslenme noktasında çaresiz kalan Kolomb, o dönemlerde gemilerde bulunan ve yıldız pozisyonlarını da içeren takvimi karıştırırken ertesi gün ay tutulması olduğunu öğrenir. Bu durumu fırsata çevirmek için kendince iyi bir plan yapar ve hemen yerlilerin şefinin yanına gider. Şefe, kendisinin Tanrı ile haberleştiğini, şefin ve halkının gemiler için yaptıkları yardımı kesmelerine Tanrı'nın çok kızdığını ve bu kızgınlığını da Ay'ı kan kırmızıya çevirerek göstereceğini söyler. Ertesi gün akşam Ay tutulması başlar ve Ay'ın rengi tutulmadan dolayı kızıla döner. Bundan sonrasını Kolomb'un yanında bulunan oğlunun günlüğünden dinleyelim. "İnleme ve feryatlarla birlikte her yerden gemilere doğru geldiler. Yiyecek ve içecekler getirdiler. Tanrı'ya onları affetmesini söylemesi için amirale yalvardılar" Kolomb kum saatine bakar. 48 dakika süren tutulma birazdan bitecektir. Onlara Tanrı'nın kendilerini affettiğini ve Ay'ı birazdan normal rengine çevireceğini söyler. Tutulma, tamda Kolomb'un dediği gibi bir süre sonra biter. Tanrı tarafından affedilen yerliler de mutludur, evrenin işleyişini bilen Kolomb da! Ve Kolomb olayın sonunda not defterine şunu yazar: "Cehalet her zaman köleliği getirir !"
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.