Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hiçbir an yok ki insan dünyanın sistemine sızmaya ve kendisinden neyin saklandığını anlamaya çalışmasın, bunu bir tek insan dahi inkar edemez. Bu yönelim, Tanrıya yönelimdir. Kendini nasıl tasvir etmişti Tanrı? Her şeyi bilen, her yerde olan, kadiri mutlak, vs. Eğer insanın her adımı bu kusursuzluğa göre hesaplanmışsa, Tanrıya yaklaşabilmek içindir(...) Böyle bir kusursuzluğa(evrenin tüm bilgisine) ulaştığımızda Tanrıya ulaşırız; yani insanlığın kendi temsilinde, efsanelerde ya da gerçekte önceden belirlenmiş olduğu imgeye varırız. (...) Aslında insan evrenin küçük bir kopyasını temsil ediyor. Evrenin yasasına uygun olarak dünya üzerinde herşeyi inşa etmeye çalışıyor. İnsan bilgi ve çalışmada eksiksiz bir bilim ve üretim hedeflerken Tanrıya, kusursuzluğa ulaşıyor. Bir başka deyişle, ya kendisi katılıyor Tanrıya ya da Tanrıyı kendisine katıyor. (...)Geçmişte ne yapıldıysa insan tarafından yapıldı: Hem bugün insan artık yalnız da değil: Makine ona eşlik ediyor. Yarın sadece makine kalacak ya da onun yerini tutan başka bir şey (bu bizi zorunlu olarak "ol"larla dünyayı yaratan Tanrının durumuna getirecektir. Öyleyse ilerde, önceden oluşturulmuş hikmet tahtında -egemen, şef ve kusursuzluk yapıcısı olmaksızın- bir tek insanlık oturuyor olacak: bütün bu sıfatlar ona ait olacak.
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.