Yanlış hatırlamıyorsam daha önce de incelemiştin kitabı, çok güzeldi. Yeniden okuduğunu gördüğümde sanırım 4. kez demiştim. 40 defa da okunur. Burada eş zamanlı biyografisini de okuduğun için daha çok kanıtlara dayanan bir inceleme varken diğeri Ahmet Cemal'in başucundan ayırmadığını belirttiğin ve Adem Yüce'nin de bu kitabı tadıp beğendiği ve onu içine katacağının habercisi olan bir incelemeydi. (inceleme yoksa da ben yorumlarını takip ettiğim için bunları kafamda birleştirdim, bilemiyorum. ) Varsayımdan yola çıkarak ikisi çok farklı bana göre, ilki tanışma, bu ise gerçekten Colette'i tanımak, onunla aynı zamanı yaşamak gibi. Doğumun zor oluşuyla kendini doğurmanın da zor oluşu arasında bir bağ kurmadan edemem. Colette büyük önemli bir örnek, hem Edebiyattaki anlatıcılığı, betinimlemeleri için hem de kadın özgürlüğünde giyiminden saç kesime kadar detaylandırlıabilecek, genel itibariyle özgür bir yaşam için. Onu seviyorum, çok. Bu incelemeye ne denir ki...