Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yaşamın tek öğretmeni yalnızca yaşamdır!
İspanyol düşünür ve yazar Miguel De Unamuno’nun ilk defa bir kitabını okudum. Doğrusu daha önceden alıntılarından ve okuduğum bazı incelemelerden tanıdığım kitabın içeriğinde neyle karşılaşacağımı tam olarak bilmiyordum. O nedenle önsözü okumaya başlar başlamaz gördüğüm felsefi derinlik karşısında bir yandan tedirgin oldum bir yandan da merak duygum arttı. Bu duygum romanın hikâyesini okumaya başlamadan yazarla ilgili kısa bir araştırma yapmama vesile oldu. Kitabı okuyup bitirdiğimde iyi ki romanı okumaya başlamadan böyle bir araştırma yapmışım dedim kendi kendime. • • • Gerçekten Unamuno’nun hikâyesi ilginç bir hikâye. 1864-1936 yılları arasında yaşamış, roman, öykü, deneme, şiir ve oyun türünden eserler vermiş İspanya’nın en önemli düşünür ve yazarlarından biri o. Yaşadığı dönemin yönetimlerini eleştirdiği için dünyada birçok düşünürün ve yazarın başına geldiği gibi önce Fransa’ya sürgün edilmiş, memleketine döndüğünde de ev hapsine alınmış. Düşüncelerinden hiçbir zaman taviz vermeyen Unamuno ev hapsindeyken yaşamını yitirmiş. Aynı zamanda bir üniversite hocası olan Unamuno, sürgünde, göz hapsinde ve öğrencilerine ders verdiği yıllarda hep felsefeyle düşünmüş, felsefeyle konuşmuş ve felsefeyle yazmış. Varoluşçu felsefenin önemli temsilcilerinden biri olarak görülen Unamuno, edebi dili ve romanı felsefi düşüncelerini ifade etmede güçlü bir araç olarak kullanmış. • • • İşte Unamuno’nun “Sis” romanında onun felsefi düşüncesi ve derinliğini kahramanı Augusto’nun hikâyesi üzerinden tüm boyutlarıyla görüyorsunuz. Augusto’nun hikâyesi bir kadına aşık olmasıyla başlıyor. Yazar onun bu hikâyesi üzerinden adeta hayatın anlamını, yaşamı, ölümü, inancı, sevgiyi, kadınları, erkekleri, evliliği ve tüm bunlarla birlikte insanın varoluşunu sorguluyor. “Biz insanlar ne büyük acılara, ne büyük mutluluklara dayanıyoruz, çünkü bu acılar ve mutluluklar küçük olaylardan oluşmuş büyük bir sis tabakasına bürünerek geliyor. Yaşam bu işte, sis” diyen yazar, özellikle de varoluşu, “sis metaforu” üzerinden sorguluyor.    • • • Augusto’nun hikâyesini okurken, eğer daha önceden okuduysanız Albert Camus’un “Yabancı”daki kahramanı Meursault’un, Yusuf Atılgan’ın da “Aylak Adam”daki kahramanı Bay C.’nin gelgitleri ve çelişkileri aklınıza geliyor. Yalnız Augusto’nun bu gelgitleri ve çelişkileri okuyanı çok yormuyor. Zira yazar, kurgu ile gerçekliğin iç içe geçtiği kendine özgü bir yazım ve anlatım tekniği kullanmış. İnsanı yoran tasvirlerden kaçınmış, kitap bazen iç konuşma, bazen diyalog, bazen de monologlar şeklinde ilerliyor. Eserde öyle diyaloglar var ki insan, bazen Shakespeare ya da Moliere’in tiyatro eserlerinden birini okuyormuş hissine kapılıyor. O nedenle kitabı okurken birden çok duyguyu aynı anda yaşıyorsunuz. Bir yandan düşünürken bir yandan da içinizi acı ve hüzün kaplayabiliyor. Felsefi ve psikolojik derinliği olan veciz sözler ise uzun süre zihninizden çıkmıyor ve sürekli bu sözleri düşünürken buluyorsunuz kendinizi. • • • Kitabı okumaya başlamadan önce okurların varoluşçu felsefeyle ilgili özet de olsa genel bir bilgiye sahip olmalarının kitaptan istifadelerini artıracağını düşünüyorum.  Kurgusu, kendine özgü anlatım tekniği, felsefi ve psikolojik derinliğiyle kolay okunan bu sıra dışı eseri özellikle insanı, yaşamın anlamını ve varoluşu sorgulamayı seven okurlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim.   “Yaşamın tek öğretmeni yalnızca yaşamdır” (#123236237) sözünü merak eden okurlara… Keyifli okumalar dilerim! 
Sis
SisMiguel de Unamuno · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234,830 okunma
··
420 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.