Penny'yi bir kez daha, bir yıl sonra bir yıllık iznimden döndüğüm zaman gördüm. Çok daha iyi olduğunu görüp rahatladım. Her ne kadar idare edeceğini söylediyse de onun için çok kaygılanmıştım. Hiç bu kadar kısa bir sürede bu kadar acı verici malzemeyi açığa çıkarmaya istekli bir hastam olmamıştı. Ne de bu kadar gürültüyle hıçkıran bir hastam. (Odası benimkinin bitişiğinde olan sekreterim, Penny'nin terapi saatinde uzun kahve molaları vermeyi alışkanlık haline getirmişti.) Đlk seansımızda Penny bana, 'siz yalnızca beni başlatın. Gerisini ben hallederim', demişti. Gerçekten de öyle olmuştu. Terapimizi izleyen yıl boyunca Penny ona önermiş olduğum terapiste başvurmamış fakat kendi kendine ilerleme kaydetmeyi sürdürmüştü.