Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Selvihan Kadıoğlu

Selvihan Kadıoğlu
@mirkayra
Yazar
Üniversite
Kastamonu
9 okur puanı
Ocak 2015 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Muhatap olduğun insanlar senin görüşlerine fikirlerine yeni bir şeyler katarken düşündürmeli ve farklı perspektifler sunmalı. Bilgisiz boş sıradan kendini geliştirmeyen bir beynin kişisel tatmini de boş ve yararsız olur. Neticede doğup çoğalıp yemek ve içmek için var olmuyoruz değil mi ? Bir anlamı olmalı yaşamın bir öğretisi de elbet..
Reklam
CATO: Bana öyle geliyor ki ikiniz de pek güç olmayan bir şeye hayran oluyorsunuz; kendilerinde iyi ve mutlu ömür sürmek için azıcık yetenek olmayan kimselere her çağ ağır gelir; ama her iyiliği kendinden bekleyen insanlar için doğal zorunlukların hiçbiri kötü görünemez . Bunların başında da yaşlılık gelir; yaşlılığa herkes ulaşmak ister, ulaşınca da onu kötüler: bilge olmayanlar işte bu derece mantıksızdırlar, bu derece dengesizdirler. Yaşlılığın düşündüklerinden daha çabuk, sinsice geldiğini söylerler. Bir kez, bu adamlara kim, "Yanlış hesap yapın" demiş? Gençlikten yaşlılığa geçiş, çocukluktan gençliğe geçişten daha mı çabuk oluyor sanki?
Selvihan Kadıoğlu
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Utopia
UtopiaThomas More
8.2/10 · 20,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Selvihan Kadıoğlu
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Felsefenin Başlangıç İlkeleri
Felsefenin Başlangıç İlkeleriGeorges Politzer
8.2/10 · 1.366 okunma
Hınç nedir bilmeyişim, hınç konusunda aydınlanışım, –kim bilir bunda da uzun hastalığıma nasıl minnet borçluyum! Bu sorun öyle kolay değildir: İnsan onu hem güç içindeyken, hem de zayıflık içindeyken yaşamış olmalı. Hastalığa karşı genel olarak söylenecek bir şey varsa, o da hasta insanda asıl kurtulma içgüdüsünün, korunma ve savunma içgüdüsünün bozulmasıdır. İnsan hiçbir şeyden sıyıramaz kendini, hiçbir şeyle baş edemez, hiçbir şeyi geri çeviremez, –herşey yaralar. İnsanlar, nesneler sırnaşıkça sokulur, yaşantılar pek derinden koyar adama; anı, irin toplayan bir yaradır. Hastanın elinde bir tek büyük ilaç vardır bunlara karşı: Rus yazgıcılığı dediğim şey, o başkaldırma bilmez yazgıcılık; bununla Rus askeri sefere artık dayanamaz olunca, karın içine uzanıverir. Bundan böyle hiçbir şeyi kabul etmemek, üstüne almamak, içine almamak, hiçbir tepki göstermemek... Ölme yürekliliği değildir bu her zaman; yaşam için en tehlikeli koşullar altında yaşamı koruyan bu yazgıcılıktaki büyük sağduyu, metabolizmanın azalmasında, yavaşlamasındandır; bir çeşit kış uykusu istemindendir. Bu mantıkla birkaç adım daha gittik mi, bir gömütün içinde haftalarca Hind fakirine varırız...
Reklam
Yazılarım içinde Zerdüşt’ün ayrı bir yeri vardır. Onunla, insanlığa şimdiye dek verilen en büyük armağanı sundum. Bin yılları aşan sesiyle Zerdüşt yazılmış en yüce kitap, gerçekten yüksekler kitabı olduğu gibi –insan denen olguyu uçurumlar boyu aşağısında bırakmıştır– hem de kitapların en derini, doğrunun en derin hazinesinden doğmuş olanıdır; bir tükenmez kuyudur, içine daldırılan kova ancak altın dolu, iyilik dolu olarak çıkar. Burada konuşan ne bir yalvaçtır, ne de din kurucusu denen o güç istemi ve hastalık kırmasıdır. Onun bilgeliğini anlarken acınacak bir yanılmaya düşmemek için, herşeyden önce bu sesi, ağzından çıkan bu durgun, mutlu sesi duymak gerekir! “Fısıldanan sözlerdir fırtınayı getiren; güvercin ayaklarıyla gelen düşünceler yönetir dünyayı– ”
Grek sahnesinin en üzüntülü kişisi olan mutsuz Oedipus, Sophokles'in elinde en soylu insan diye anlaşılmıştır. Oedipus, bilgeliğine karşın yanılan ve açması bir kimse olarak belirtilmiştir. Oedipus, sonunda, korkunç acıları yüzünden, ölümünün üstünden aşan büyülü, verimli bir gücü kendi kendini yıpratmak için kullanılır. Soylu insan suç işlemez, derin görüşlü ozanın bize söylemek istediği şudur: onun davranışıyla her yasa, her doğal düzen, belki de töresel evren çökebilir. Bu davranışla etkilerden daha yüksek büyülü bir çevre ortaya çıkabilir. Bu etkiler, çöken eskinin kalıntıları üzerinde yeni bir evren kurar. Dine çok bağlı bir düşünür olan ozan bize şunu söylemek istiyor: ozan olarak bize olağanüstü durumda korunmuş bir sorunlar düğümünü gösteriyor, yargıç bu düğümü yavaş yavaş, ilmik ilmik kendi özel yıkımı içinde çözüyor. Gerçek Helen sevinci, bu çatışımlı (dialektik) çözülüş içinde öylesine büyüktür ki, bu nedenle, düşünülen bir bayram alayı bütün yapıtı kaplar, bu topluluk konunun insanı ürperten şu varsayım doruğunu her yerde kırıp geçer. "Oedipus Kolonosta" da engin bir aydınlığa yükselen bu özdeş parlaklığı karşımızda buluruz, gelip çatan yaşlılık yüzünden zavallılığın taşkınlığı önüne dikilir, bu durum onunla ilgisi bulunan herkes için salt acıya katlanış demektir tanrısal bir ülkeden inerek gelen ve bize yönelen kahramanın edilgen salt davranışı içinde en yüksek etkinliğe ulaşan olağanüstü bir parlaklık vardır
366 syf.
·
Puan vermedi
Safiye Sultan 1
Safiye Sultan 1Ann Chamberlin
7.5/10 · 2.207 okunma
Bu da benim kalemimden; (Anı) Hiçbir şey şey yapmak gelmiyor içimden. Belki biraz uyumak. Üzerime ince bir battaniye örtüp kapatıyorum gözlerimi. Düşle gerçek arası bir yerdeyim. Belki geçmiş, belki şimdi. Hiçbir şey bilmiyorum. Etrafım tanıdık insanlarla dolu.Hepsine aynı şaşkınlıkla bakıyorum. Sonra büyük bir aynanın karşısında buluyorum kendimi.Senelerdir görmediğim arkadaşlarım yanımda.Konuşuyorlar,gülüyorlar ve bana sürekli bir şeyler soruyorlar. Onlara bakıyorum.'' Heyecandan ölebilirim '' diyorum. Heyecan, ben,arkadaşlarım,uğultu,ayna,duvarları beyaza boyalı oda... Biri kapıyı tıklıyor.''Herkes hazır, hadi'' diyor bana.Kim olduğunu anımsamıyorum.Belki annem. Belki de orada bulunan bir görevli.Sonra onun sesini duyuyorum.Birazdan koluna girip usul adımlarla yürüyüp,herkese gülümseyeceğim.Son kez bakıyorum karşımdaki aynaya.Üzerimde bembeyaz bir elbise.Etek uçları uzun.Başımda bir tül.. ''İyi günde kötü günde ''diyor memur.Sözler tanıdık.Bilmem bu kaçıncı duyuşum.Ama ilk defa bana söylüyor.Sonra;''evet'' diyorum.Salonda bir alkış kopuyor.İçimden dua ediyorum ama kimse duymuyor.O an herkes bana yabancı.Kimseyi umursamıyorum.Sonra dua bitiyor. Yine bilindik yüzleri görüyorum. Bakışlarımla babamı arıyorum.İşte orada. En uzakta .Ben ona baktıkça aramızdaki mesafe büyüyor.Elimi uzatsam tutamam. Sarılmak istiyorum ona. Ama olmuyor.. Gözlerim doluyor. Herkes mutluluktan ağladığımı sanıyor. Selvihan Kadıoğlu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.