Kadınsı soğukluk sonucu umutsuz bir aygıra dönüşen ben, adına imsomnia denilen uykusuzluk şeytanıyla boğuşmaya başladım. Sabahın üçünde, dördünde ve beşinde sıçrayarak uyanıp kendimi duvarlara yazı yazmaya verdim: "Senin suskunluğunun hiçbir anlamı yok benim için; benim suskunluğum seninkini bastıracak" ya da "Güneş battığında ölüleri sayarız" gibi kırık dökük tümceler..