Gönderi

243 syf.
·
Puan vermedi
·
39 günde okudu
Normalde kişisel gelişim kitabı okumayı sevmem ancak bu kitabı ayrı bir yere koyabilirim. Günümüzün büyük bir kısmını otomatik pilotta geçiriyoruz. Farkındalıkla verdiğimiz kararlardan ziyade önümüze çıkan bildirimlere, davetlere evet/hayır diyerek saniyelik düşünme gerektiren kararlar alıyoruz. Mesela okuyacağımız kitaba radyoda konuşan kişinin geçen gün bu kitabı okudum diye anlatmasından sonra, reklam önerilerinde aynı kitap karşımıza çıktığı an karar vermemiz gibi. Dikkat aralığınızı neler dolduruyor? Ne hakkında düşünüyor olduğunuzun farkında olmak, dikkatinizi yönetmenin en iyi yolu. Bilinçli farkındalık denen durum zihnimizin neyle dolu olduğunu saptamak. Zihnimizi yokladığımız herhangi bir anda ne düşündüğü, ne hissettiği, ne algıladığı hakkında fikrimiz olur. Ve daha önemlisi bunlardan dolayı onu yargılamamak. Saçma sapan içeriklerle karşılaşabiliriz, herkesin zihni bunu yapar diyor ve tüm düşüncelerinizi çok da ciddiye almayın diyerek yüreklere su serpen bir nasihatte bulunuyor yazarımız :) "Bütün düşünceler önemsenmek ister ama çok azı buna değer." Sadece dikkat aralığımızın neyle meşgul olduğunu anlamak önemli olan. Ve dikkat aralığımız dolup taşmışsa kendimizi bunalmış hissederiz. Makbul olan berrak bir dikkat aralığı, ferahlık. Yaptığımız işi sürekli değiştirmek beynimize dopamin salgılattığı için bize o anlık zevk verse de gereksiz bir meşguliyet üretkenlik sağlamaz. "Üretkenlik, günlerimizi daha da sıkılaştırmak değil, her an doğru şeyi yapmaktır" Dikkat dağıtıcıları azaltmak için telefon bildirimlerini kapatmak gibi çevresel uyaranları azaltmaktan bahsediyor. Bu uzun zamandır uyguladığım ve zihnimi dinlendiren bir alışkanlık benim için. Gelen mesajları bildirimin sesiyle değil de elime telefonu alıp mesajlara baktığımda görüyorum, haber sayfalarının,instagramın bildirimlerini kapalı tutuyorum ve o an beni ilgilendirmeyen sayfaların, kişilerin uyaranından uzak durabilmiş oluyorum. "Kullanılmayan dikkat aralığı zihnimizin gezinme ihtimalini artırıyor." Yani yaptığınız iş dikkat aralığınızı dolduramayacak seviyedeyse dikkatiniz daha çabuk dağılıyor. Daha çok dikkat gerektiren bir işe yönelmeli yahut o işi yaparken o işi zorlaştırarak yapmalı. "Bir görevin zorluk derecesi yeteneklerimizi aşağı yukarı eşit olduğunda o göreve tamamen kendimizi kaptırırız." Kahve içerken kokusunu, tadını alarak içmek, duş alırken suyun sıcaklığını verdiği rahatlığı hissetmek, çalışma hayatında da odaklanırken fayda sağlayacaktır. Kitapta dikkatten, odaklanmaktan bahsetse de bir de serbest dikkat kavramı geçiyor. "Serbest dikkat, dikkati içe yöneltmektir." "Kusursuz dikkat beyninizin en üretken çalışma durumu iken, serbest dikkat en yaratıcı olanıdır." Serbest dikkat kendinizle başbaşa kalma hali bir nevi. İçimizdeki saçma sapan düşüncelerle eğlenebileceğimiz gibi, korku ve endişelerle de yüzleşir, geçmişte söylemiş olduğumuz aptalca bir söz, kazandığımız işler hakkında düşünmeye başlarız Rüya gören ve hayal kuran insanların beyin taramaları benzerlik göstermekte imiş. Yani rüyalar ve serbest dikkat halinde kurulan hayaller beynin aynı bölgesini uyarmakta. Rüya görmeyi serbest dikkatin hormonlu hali olarak anlatıyor :) Kitabın bana olan diğer faydası ise internette geçirdiğim saati takip edip nerede kaç saat harcadığımı göstermesi oldu. Neye severek vakit harcıyor, neyi yapmaktan kaçınıyorum?otomatik pilottayken hangi sitelere tıklıyorum? Kısacası alanında yazılan diğer kitaplara göre daha uygulanabilir bir kitaptı. İlgilisine tavsiyedir.
Kusursuz Dikkat
Kusursuz DikkatChris Bailey · SaltOkur · 2020127 okunma
·
199 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.