Gönderi

500 syf.
10/10 puan verdi
·
23 günde okudu
“İşte köyden on yumurtayla çıkan çocuğun öğretmen, subay, mühendis, milletvekili hatta cumhurbaşkanı olabildiği yönetime Cumhuriyet denir evladım.” #gececiler okuyor grbumuzda Ebrar bu kitabı öve öve bitirememişti ben de o zaman konusuna bakmış “daha sakin bir zamanda okurum “ diye düşünüştüm. Sonra Ebru okuyoruz dedi biz de okumaya başladık. İyi ki de demiş, iyi ki de okumuşum. “Köy Enstitüleri” ile ilgili detaylı bilgim yoktu ve kitabı okurken “keşke daha önce bu yaşananları okullarda falan anlatma zahmetinde bulunsalardı da elimizdeki imkanların kıymetini bilirdik” diye düşündüm. Bu kadar kitap okuyorum ama bazen öyle bir kitap çıkıyor ki insan kendine kızıyor. Bu ülkede yaşayıp bunlardan nasıl habersizim diye. Yazarın kalemi kitabın akışını o kadar güzel ki hayran kaldım. Köy Enstitüleri ve Ülkemizin genel Tarihi ile ilgili harika bilgiler var. Tarih okumayı sevmeyenler hemen korkmasın. Çünkü tüm bu bilgiler kitabın arasına ustaca serpiştirilmiş. Bir yandan karakterlerin hayatlarını merakla okurken bir yandan da bu bilgilere ulaşıyorsunuz. Köy Enstitülerinin verdiği eğitim, kuruluşundaki emek ve sonrası beni en çok etkileyen kısımlardan biriydi. Böylesine donanımlı bir eğitim sisteminden sonra Beden eğitimi ve resim derslerinde ‘matematik’ dersleri işlediğimiz günler aklıma geldi. Nereden nereye? Hayran kaldım tek tanımı bu, kesinlikle hayran kaldım. Ve bu sistemin şu an hayal boyutunda olması gerçekten bir çok şeyi sorgulattı bana ve nedenlerini de okurken öğrendim. Çok kıymetli bir kitap. Özellikle içerik olarak, lütfen alın ve okuyun. Konusu ilginizi çekmiyorsa eğer “Köy Enstitüleri” hakkında bilgi edinin. Abarmıyorum her sayfasının altını çizdim ve yorumumla kitabı size anlatabilmem mümkün değil. Ben geç kaldım, siz geç kalmayın Sevgili Sema Soykan kaleminize, yüreğinize ve inancınıza sağlık. Hayatımda “iyi ki okumuş” dediğim kitaplar arasında bu kitap ve bu sizin kaleminiz ve arkası dopdolu olan verdiğiniz bilgiler sayesinde. Tıpkı Hasan Âli Yücel’in dediği gibiydi: “Biz köy Enstitülerini sadece içerisinde nazari tedrisat yapılan bir müessese olarak almadık. İçerisinde ziraat sanatları, demircilik, marangozluk gibi ameli birtakım faaliyetlerde bulunduğu için okul adıyla anmadık, enstitü diye isimlendirmeyi uygun gördük”
Keşke
KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021796 okunma
·
634 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.