Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

203 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Bir Aydınlanma
Herkese Merhabalar! Beyaz Zambaklar ülkesinde kitabını henüz bitirdim ve bilgiler tazeyken söze hemen başlamak istedim zira kitabı okurken inceleme yapacağım anı sabırsızlıkla bekliyordum. Kitap Grigoriy Petrov'un 1920'li yıllarda yazmış olduğu bir kitap ve kitapta Findanliya'nın kuruluşunu bataklıklar ülkesi bir ülkenin Beyaz zambaklar ülkesine dönüşümünü anlatıyor. Sadece bu konu bile ilgi çekiciyken Mustafa Kemal Atatürk'ün şiddetle önermesi ve okulların müfredatına konulmasını, özellikle istemesi beni daha da ilgisi altına aldı. Kitabın ilk 51 sayfasında yazar ile ilgili kısımlara değiniliyor . Beyaz Zambaklar ülkesi bu sayfalardan sonra başlıyor eser olarak didaktik bir tarzda yazılmış sade bir eser. Anlatımı sade ve anlaşılır ben koridor yayınlarından okudum ve çeviri olarak beğendim, öneriler üzerine bu yayını tercih etmiştim zaten. Kitabı okuyup bitirdikten sonra idealist bir ruha bürünüyor ve daha önce neden okumadığınızı sorguluyorsunuz. Finlandiya'nın eğitim olarak ne kadar ileride olduğunu bilmeyeniniz yoktur peki yıllarca baskı altında kalmış ve herhangi bir gücü olmayan bir ülke şu an ki konumuna nasıl geldi dersiniz? Bir avuç aydının isteyip ,çabalamalarıyla ve halkın bu direnişe ayak uydurulması ile hakedilmiş bir zafer bu. İlk öncelik eğitime önem vermişler ama öyle genel geçer değil gerçekten 7sinden 70ine. Kitabı okurken şu kısım çok hoşuma gitmişti yaşlı insanlar bir ayağım çukurda ben öğrensem ne öğrenmesem ne demeden her gün sayısızca kitap gazete okumuşlar, okuma yazma bilmeyenler de torunlarına veya komşu çocuklarına okutmuşlar. Böylelikle çift taraflı bir gelişim sağlanmış hem yaşlılar, hem çocuklar açısından. Finlandiya ile ilgili diğer bir dikkatimi çeken konu ise "Bizi bitirmek istiyorsanız okullarımızı elimizden alın" demeleri. Eğitime ne denli önem verildiği bu cümlelerden kolayca anlaşılmakta. Eğitimsiz bir toplum yokolmaya mahkumdur ne yazık ki. Bu bilinçlerine hayran olmamak elde değil. Uzun zamandır gündemimde olan bir konu vardı: Ülkemiz.. Sanırım herkesin de gündeminde. Bir şeylerin yanlış olduğunun farkındayız ama sanki çıkamıyoruz bu durumun içinden yada nasıl çıkabileceğimizi bilemiyoruz. Sorsan herkes mutsuz, umutsuz en çok da şikayetçi... Haksızlar mı peki ? Hayır değiller. Peki ne yapmalı ? Bu konuyla ilgili çevremdeki insanlarla sürekli bir görüş halindeyim. Ben bir öğretmenim yıllardır bu işin içerisindeyim ve her zaman şiddetle önerdiğim ve kendi nacizane çabalarımla yapmak için didindiğim belli uğraşlar vardı. Bunlara birazdan değineceğim ama öncesinde şunu sormak istiyorum. Her birimiz bir yerlere gelebilmek için sayısız eğitim ve öğretimden sayısız sınavdan geçiyoruz değil mi ? Lakin şunu hiç sorguladınız mı anne baba olmak için neden herhangi bir şart aranmıyor ? Ya da hadi aranmadı diyelim ki neden bir eğitime tabi tutulmuyorlar. Onlar ki geleceğimizin ilk eğitimini veriyorlar ama nasıl bir eğitim vereceklerinden bi haberler. Böylelikle ne mi oluyor: Ben her bir sorunlu öğrencimi araştırdığımda altında sorunlu bir aile yatıyor. Kitapta çok beğendiğim ve severek alıntıladığım bir söz vardı:" Genç nesli değil, kendinizi suçlayın. Siz nasıl yetiştirdiyseniz, gençler de öyle olacaklar." Ne kadar da haklı bir laf... Çocuklarını dinlemeyen, onları önemsemeyen, bireyselleştiğini fark etmeyen bir aileden gelen ilgisiz bir çocuğa eğitim ve öğretim o kadar zor ki.. Öncelik aile eğitimi diyorum her zaman dediğim gibi. Ruhlarında aydınlık olmayan insanlar nasıl bir yola ışık tutabilirler ? ya da o yolda yürüyenler yolun sonuna nasıl ulaşabilir sormak istiyorum? Bunlar benim nacizane görüşlerim. Okuyan herkese minnettarım. Görüşleriniz ve fikirleriniz benim için çok önemli bu konularda ne yapılabilir aydınlanma için napabiliriz benimle paylaşırsanız memnun kalırım. Herkese iyi okumalar diliyorum.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 200798,9bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
33,4bin görüntüleme
Ufuk Yıldırım okurunun profil resmi
Aile kuşkusuz önemli lakin bizim insanımız da tabiri caizse koyunluk var. Biri bir şey diyince buna sorgusuz sualsiz araştırmadan, inanıyoruz. Her konuda fazlasıyla bilgi kirliliği var ve bilgi bu kadar önemliyken kimse onu edinmek için uğraş vermiyor. Bu noktada her şey insanın kendisinde bitiyor. Ailenin size katabileceği şeyler sınırlıdır; genel olarak üslup,ahlak,saygı,sevgi bunları size aşılayabilirler. Sonrası tamamen insanda biter. Öğrenmek istemeyen,okumak istemeyen, sağdan soldan duyduğu şeylerle yaşayan o kadar çok insan var ki… hayır bu eğitimle de olucak şey değil; eğitimimiz sıkıntılı orasını bende herkes gibi kabul ediyorum, çocuğun güzel sanatlara ne biliyim spora yatkınlığı var sen buna türkçe matematik dayıyorsun içindeki yeteneği öldürüyorsun. Herkes matematik bilmek zorunda değil, ama herkes yeterince de bilmek zorunda. Neyse… yani demek istediğim öğrenmek isteyen bir şekilde öğrenebilir bizim insanımız bilgiye aç değil, öğrenmek istemiyor sadece. Bütün mesele bu. Okulda belki sen senelerce ingilizce eğitimi gördüm, öğretemediler sana; bu eğitimin sıkıntılığı olduğunu gösterir ama sorarım sana sen öğrenmek için ne kadar çaba gösterdin?(sen derken sizi şahıs olarak kast etmiyorum, yanlış anlamayın.) Çok uzun uzadıya yazılabilir bu meseleyle ilgili ama, benim tek bildiğim kendini geliştirmek isteyen,donanımlı biri haline getirmek isteyen herkes, hele böyle bir teknoloji çağında, bilgiyi kolayca elde edebileceğiniz bir dönemde; kendisini eğitebilir. Benim şu an sahip olduğum donanım ve bilgi birikimini bana ne ailem, ne de okulum,öğretmenlerim edindirdi. Bir kişinin en iyi öğretmeni yine kendisidir.😊
Merube okurunun profil resmi
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ediyorum. Ne güzel ki siz kendinizi geliştirebilmeyi başarmış ve bunu bizzat kendi deneyimlerinizle yapabilmişsiniz. Öğrenmek istemeyen çok büyük bir kitle var bunun sebebi nedir ? Kendi görüşüm : Amaçsızlık... Tembellik... İnsanlar kendilerine kazandıracağı bilgilerle zahmete girmek istemiyorlar hayat herşeyi hazır bir şekilde sunuyor onlara çünkü. Ailenin katabileceği şeyler sınırlı kabul ama o sınırlı şeyler o kadar önemli ki... Öğrencilerime hep diyorum ki evet matematik önemli ama en önemlisi insan olmak, hayatında yer alan birilerinin hayatına etki etmek. Güzel, erdemli yaşamak. Kendini geliştiren insanlar toplumuzda var onların çocukları da iyi yöne doğru gidiyor. Fakat diğer kesim azımsanmayacak kadar fazla ve gittikçe büyüyorlar. Biz bu kesimi aman onlar kendini geliştirmek istemiyor görmezden gelelim mi diyerek geçireceğiz yoksa ne kadar anlamasalar da söylediğimiz 1 kelime dahi etki ederse ne harika bir iş olduğunu düşünerek mi ? Ben 2. Kısımdan yanayım. Ve en büyük beklentim aileleri eğitmek.
2 sonraki yanıtı göster
Can B. okurunun profil resmi
Eseri okumuş birisi olarak sarfettiğiniz her kelimenin altına imzamı atıyorum. Eserin anafikri tek kelimeyle "eğitim" ama nasıl eğitim? Profilinizden anladığım kadarıyla matematik öğretmenisiniz ama sizce eğitim salt matematik, Türkçe ve tarih eğitiminden mi ibarettir? Bunları yapabilen doktor, avukat olup toplumun kaymak tabakasını oluştursun; geri kalanın büyük bir çoğunluğu da cehalete ve üç otuz parayla geçinmeye mahkum edilip ülkeyi de kendisiyle birlikte karanlığa mı sürüklesin? Eserde de değinildiği gibi eğitim olacaksa toplumun her kesimi en mükemmel şekilde eğitilmeli. Çiftçisi, işçisi, beyaz yakalısı toplumsal bilinç kazandırılacak şekilde eğitilip ülkenin tamamı her seviyede sınıf atlamalıdır. Yalnızca meslek mensupları değil, sizin de değindiniz gibi analık babalık ta eğitime tabi olmalıdır. Toplumca öğrenecek çok şeyimiz var amma ve lakin toplumlar, genel olarak acı çekmeden öğrenemiyor. Bizim de öğrenebilmemiz için en az iki üç jenerasyona ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum...
Merube okurunun profil resmi
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ediyorum. Evet matematik öğretmeniyim uzun yıllarda eğitim sektörünün içerisindeyim. Sorunuza her zaman ilk girdiğim sınıflarda söylediğim sözle cevap vermek istiyorum. Matematiği sevmeyebilirsin, yapamayadabilirsin ama benim sınıfımda eğitim öğretimden önce gelir. İnsanlıktır en mühimi. Herkes okumak zorunda değil ama herkes kendini geliştirebilmeli bu toplumun her kademesinde olmalı. Bir değişim elbette kolay olmuyor ama jenerasyon değiştikçe durumumuz ne yazık ki pek iyiye gitmiyor şu an. Memnuniyetsiz ve şikayetçi tembel bir nesil geliyor. Kolay para kazanmanın derdinde ne yazık ki herkes. Benim en çok yakındığım konu çocuklar. Ve onları şekillendiren ebeveynler. Özellikle bu kısıma eğitimin uygulanması yönünde ciddi çalışmalar yapılması gödüşündeyim.
5 sonraki yanıtı göster
Buket Hanım okurunun profil resmi
Çok güzel değinmişsiniz. Okurken bende bunu düşündüm. Bilinçli bir gelecek ilk ebeveynlerden başlar. İlk olarak onlar eğitilmeli ki çocuklar aldığı daha sonra okullarda aldığı eğitimden veya yanı sıra kendi edinecekleri deneyimlerden (bunları daha çok sayabiliriz.) ilk kendilerine sonra etrafındakilere iyi birer örnek olsunlar. Şimdiye ve geleceğe de aynı zamanda.
Merube okurunun profil resmi
İnşallah bu konuda ebeveynler bilinçlenir veya bilinçlendirilirse ülkemiz için en iyisi olacağının görüşündeyim. Her çocuğa en küçüklüğünden itibaren yeterli seviyede sevgi, özgüven ve ilgi verilirse daha iyi nesiller yetişeceği kuşkusuz 🙏
Emrullah Zengin okurunun profil resmi
Merhabalar, “Beyaz Zambaklar Ülkesi”ni ne denli geç okuduğumuz ile aynı kanıdayım. Sorularına kendimce cevap vererek senin de fikirlerini merak ediyorum. Mutsuzluk değiminin üzerine; Mutluluğun tanımını dahi yapamamış bireyler, maddi imkanlarda mutluluğun manasını aramaları sonucunda gelinen nokta hüsran ve kayıp. Ne yapmalı? Her şeyin hemen hemen cevabı bireysel gelişim, kendini geliştirme gereksinimi hissetmek gerekir, toplum için bireysel gelişim dışında bir planlama kalıcı olmayacağı kanısındayım. Anne-Baba olma şartına bende çok kafa yordum şöyle bir politika izlenirse başarıya ulaşılacağı fikrindeyim. Sıkı durun, size Emrullah Zengin aile planlamasını anlatıyorum :)) Çocuğunun 0-5 yaş arasında olan her anne, bire bir çocuğu ile ilgilenmesi için 5 yıl boyunca zorunlu ekstra ücretli izin verilecek, (çalışmayana ücret verilecek) çocuğun 2 yaşına kadar her ay halk eğitim merkezlerinde eğitime tabi tutulup küçük sınavlar yapılacak. 2 yaştan sonra bu periyot 3 aya çıkarılabilir. (ücretleri de bu sınavda başarılı olursalar verilecektir, böylece öğretiye ilgi arttırılır, kaynak ise vekil maaşlarından yada siyasi parti ödemelerinden kesilsin) Bu eğitimin meyvesi 30 yıl sonra alınır yani böyle eğitimli yetiştirilmiş bireylerin oluşturacağı toplum, ülkesel refahımızın kaynağı olacak. (Böyle uzun süreli bir yatırıma 4 yıl sonra var olma sorunu yaşayacak hiç bir parti sıcak bakmaz, mevcut siyasi parti liderlerinin bakmayacaklarına inanıyorum.) Bu yüzden devletten beklemek yerine herkes kendi çocuğunun eğitimine önem vermeli(burada demek istediğim okula göndermek, her istediğini yapmak değil, çocuğunuza araştırma, merak etme ve kendini geliştirme gereksinimi aşılayın gerisi kendiliğinden gelecektir.) Ruhlarında aydınlık olmayan... bu cümle canlandı içimde; “Görecek göz olmayınca ışığın ne anlamı var.” sende olmayanı başkasında bulamazsın, ruhların aydınlanmadığı insanlar, kendimce görüşüm inaçsızlıktan ileri gelmektedir, yok olma dürtüsü her ruhu karatır oysa inanç her bireye ışık olur, inançlı olmalı insanlar, özellikle hak dine yöneldiklerinde ise ruhları ışık saçacaktır. Ruhlarda ki aydınlık hakkında görüşlerim de bu kadar. Beğenize ve olumlu eleştirilerinize sunulmuştur :) Biraz uzun oldu sanki napıyım, bu konulara kafayı takmış/yormuş insan kolay bulunmuyor ki iki laflayalım.
Merube okurunun profil resmi
Öncelikle yorumunuz için gerçekten çok teşekkür ediyorum, uzun yazmanız da ayrıca beni mutlu etti. Haklı olduğunuz konular var Emrullah Zengin'in aile planlanmasındaki ilk 5 yılın sadece annelere ücretli izin verilmesi konusuna karşıyım. Bu anneleri, kadınları çalışma hayatından uzaklaştırma olur ki toplumumuzda bunu çok müsait bir ortam var. Bir çocuğun anneye en muhtaç olduğu yıl ilk 2 yıldır, 2 yıl anne sonraki 2 yıl baba olabilir ama bunun olabileceği konusunda benim de fazlasıyla şüphelerim var. Benim aydınlığa ulaşmadaki düşüncelerim şu yönde : insanlar evlenmeden önce belli eğitim almaları aynı zamanda çocuğu olmadan önce de her bir ebeveyne çocuk eğitimi verilmesi. Eğitimli kitap okuyan insanlar bu konularda birşeyler okuyup bilgilenmeye çalışıyor lakin bilinçsiz kesim bir hayli fazla. Bu tabi yeni evleneceklere yapılan bir yöntem. Peki halihazırda çocuğu bulunanlara ne yapmalı ? Bu konuda öğretmenler başta olmak üzere gönüllü bir dernek oluşturulması görüşündeyim. Anne babalara bilinç oluşturulması seminerler düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu özellikle de gelişmeyen okuma yazma oranı düşük bölgelerimizde yapmalıyız. Uzun zamandır düşünüyorum sadece çocukları eğitmek işe yaramıyor aileleri eğitmek şart, konuştuğum bazı insanlar çocukları eğitirsek onlar ilerinin geleceği olurlar diyorlar, evet nispeten doğru ama biz çocuklara ileride nasıl ebeveyn olması gerektiğini öğretmiyoruz ki. Ebeveyn olduklarında tekrar bir eğitim almaları şart. Gelelim inanç konusuna kesinlikle aynı görüşteyim ama genel geçer bir inanç değil araştırıp gerçekten bilerek yaşanılan bir inanç. Ruhlara iyilik üfleyebilecek insanların ruhundaki ufacık olsa da ışığı büyütebilecek bir inanç...
Bu yorum görüntülenemiyor
Ertuğrul Fındıkcı okurunun profil resmi
Merhaba, aile gerçekten insanın hayatını etkileyen bir kavram. Herkesin anne baba olmaması konusunu uzun zamandır düşünüyordum. Bunun için bir ehliyet verilmeli, bu ehliyetin sınavı ve eğitimleri de olmalı tabii ki. Çünkü cahil anne babalar yüzünden vefat eden çocuklar olmamalı. Çocuk yetiştirmek demek sadece yemek yedirip barındırmak değildir. Çocuğu hayata karşı eğitmek, psikolojik olarak da olgunlaştırabilmektir. Çocuk düştüğü zaman kaldırmak değil de nasıl kalkacağını göstermektir doğru ebeveynlik. Bizim kültürümüzde hep umursamaz anne baba kötü olarak görünür ama çocuğuna aşırı bir şekilde, dengesiz bir şekilde ilgi veren anne babalar da "aktif kötü anne baba" diye isimlendirilebilirler. Bu tür ailelerin çocukları, hayatta istediği her şeyi anında elde edebileceğini sanan ya da düştüğü zaman kalkamayan insanlara dönüşürler. Çocuk ehliyetinin gelecekte olacağını düşünüyorum...
Merube okurunun profil resmi
Öncelikle yorumunuz için teşekkürler, iki dediğinize de katılıyorum arada denge olmalı. Şu an bilinçli ailelerde şımarık her an her istediğini yapabilecek sınırı olmayan çocuklarda yetişebiliyor onlar farketmeden, fazla ilgi her dediği yapılan çocuk makesef ki her gücü kendi elinde tuttuğunu sanabiliyor. Sınır çok önemli. Sevgisiz ve ilgisiz çocuklar da insanın yüreğini sızlatıyor. Ne yazık ki onlar da sıkıntılıl çocukluk erişkinlik ve yetişkinlik yaşıyorlar. Kısacası toplumumuzu sorgulayacak olursak ya da bir kısmı düzeltmeye çalışacaksak aileden en öncelikte çocuk yetiştirmekten başlamak gerekiyor. Bu uzun bi süreçtir ve dahası bir tohum yetiştirmek gibidir. Zaman gerekir ve muhtemelen biz göremeyeceğiz emeklerimizin karşılığını ama geleceğin parlak olacağını bilerek ve ümit ederek bu değişime ön ayak olmak gerekiyor.
Yasemin okurunun profil resmi
Yazdıklarınıza sonuna kadar katılmakla beraber bir dilekte ve eleştiride bulunmak isterim. Bir şeyleri tavsiye ederken ya da kınarken "siddetle" kelimesinin kullanılmasını dogru bulmuyorum. Dileğin ya da kınamanın kuvvetini anlatmak için sağımızin, solumuzun, önümüzün, arkamızın şiddet olduğu bir dünyada ve şiddetin her türlüsüne hayır dedigimiz bir dünyada bir şeylerin önemini anlatmak için bu kelimeye başvurmak ne kadar doğru.
Merube okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum yorumunuz için. “Şiddetle” kelimesinden kastımın ne olduğunu anladığınızı biliyorum ve ben de bu kelimedeki hassatiyetinizi anlıyorum. Anlamak ve anlaşılmak güzel bir olgu. Her türlü şiddete karşı bi insanım ve umarım bu kelimeye hassasiyetin minimuma ineceği bir döneme girmek nasip olur diyorum ☘️
Büşra okurunun profil resmi
Okuduğum eserler arasında en anlamlısı bu kitaptı sanırım. Mustafa Kemal Atatürk’ün okullarda zorunlu olarak okutulmasını neden istediğini şimdi daha iyi anladım. Bizi bulunduğumuz konumdan daha iyi yerlere getirecek tek şey eğitimdir. Eğitimle var olduk ve eğitimle var olmaya devam edeceğiz. Eğitimin, ders kitaplarından ibaret olduğunu sananların ve bunlara bizi tabi tutarak başarılı başarısız kategorisine ayıranların, eğitimden yoksun ülkemde herkesin bu kitabı okumasını tavsiye ederim. Umarım eğitimi olması gerektiği gibi yaşayacağımız günleri de en kısa zamanda görürüz. İyi okumalar.✨
Hacer Karakoç okurunun profil resmi
Teşekkürler yorumunuz için, gayet aydınlatıcı olmuş, yakın zamanda okuyacağım.
Merube okurunun profil resmi
Çok teşekkür ediyorum 🙏🏻
ZEREN okurunun profil resmi
Düşüncelerinize saygı ile teşekkürler hocam
Merube okurunun profil resmi
Ben okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ediyorum 🙏🏻
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.