Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Eserlerinde ekseriya derin psikolojik tahliller yapan Ahmet ALTAN bu eserinde de fevkalâde tespitler ile insan denen meçhule ışık tutmuştur. Hakeza ülkemizin çeşitli müzmin problemlerinide işleyen yazarımız ahir kelamını çeşitli davalarında yapmış olduğu savunmalar ile bitirmiştir. Okuması çok güzel bir deneme. Hoşuma giden bir pasajı paylaşarak sizleri kitap ile baş başa bırakıyorum: Hoşuma giden bir pasajı paylaşarak sizleri kitap ile baş başa bırakıyorum: Biz nerede koptuk bu dünyadan?’ diye soruyorum mesela. Bu diyarlarda yaşayan insanlar, tarihin hangi noktasında, başka topraklardaki gelişmekte olan kalabalıklardan ayrılıp bugün sonuna yaklaştığımız görülen o zavallı maceraya yuvarlandı. Şeyh Bedrettin’i astığımızda mı, Piri Reis’i öldürdüğümüzde mi, Nefi’yi boğdurduğumuzda mı, Alevilerimizi kılıçtan geçirdiğimizde mi? Nerede ayrıldı yollarımız? Matbaayı reddettiğimizde mi? Kendi Protestanlarımızı yaratamadığımızda mı? Akdeniz’de korsanlık yapmak dışında denizcilikle hiç ilgilenmediğimizde mi? Çoğunluğu, bugün bizim olan topraklarda yaşamış eski Yunan filozoflarını kendi kültürümüzün bir parçası saymamaya kesin karar verdiğimizde mi? Müslümanlığı kabul ettiğimizde, dinin yalnızca ibadetten ibaret olmayan bir ahlaki bütün olduğunu görmezden geldiğimizde mi? Yavuz Sultan Selim, ‘hilafeti’ siyasi bir makam olarak buraya ithal ettiğinde mi? Şairleri yalnızca saraydan geçinmeye mecbur bıraktığımızda mı? Biz nerede, tarihin hangi noktasında koptuk dünyadan da bu hallere geldik? Tarihin bir yerinde koptuk biz diğer insanlardan. Ayrı ayrı yollardan yürümeye başladık. Onlar rönesansları, reformları, Protestanları, matbaaları, Cervantes’leri, Moliere’leri, Shakespeare’leri, Goethe’leri, Spinoza’ları, Kant’ları, Descartes’ları, buharlı makineleri ile bir başka kadere yürüdüler. Biz felsefesiz, romansız, tiyatrosuz, senfonisiz, matbaasız, muhalefetsiz bir çürümenin içinde kaldık. Aramızdaki mesafe gittikçe açıldı. Ve, biz başımıza her gelenden, kendimizden başka birini, kaderi, talihi, düşmanları, hainleri sorumlu tuttuk. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki artık suçlayacak kimse kalmadı. Demirtaş Ceyhun’un Ah Şu Karabıyıklı Türkler kitabında harikulade bir şekilde anlattığı gibi, göçebeliği ruhumuzdan hiç çıkaramadığımız ve hiçbir toprağı kendimize ait görmediğimiz için kendi ülkemizi de elbirliğiyle fütursuzca soyduğumuz şimdi sarsıcı bir şekilde yüzümüze çarpıyor. Ama biz, felsefeyi, sanatı, bilimi reddeden bir hırsızlar kalabalığı haline ne zaman geldik, tarihin hangi noktasında koptuk diğerlerinden? Bugün gelişmiş dediğimiz o ülkelerin geçmişlerinin de kan ve keder dolu olduğunu, onların da çeşitli rezilliklerden geçtiğini biliyoruz, onlar nasıl bundan kurtuldu da biz kurtulamadık?
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013628 okunma
·
154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.