Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
"Sizi rahatsız etmeye geldim!" Tüm olumsuz müdahalelere ve yorumlara rağmen Şeriati'nin okuduğum ilk kitabı Kadın (Fatıma Fatımadır)'ı bitirmiş olmanın ve zihnime kâr kalan düşüncelerin sevinciyle kitaba dair izlenimlerimi paylaşmak istedim. Her ne kadar kitabı okumaya başladığımda yazara ve fikirlerine karşı fazlasıyla dar bakış açısına sahip insanların söylemlerine maruz kalmış olsam da, ne tarz olursa olsun bir kitabı başkalarının düşüncelerine göre yargılamaktan ziyade bizzat kendim okuyarak ona göre bir sonuca varmam gerektiği yönündeki ilkeme sadık kaldım ve bu ilkenin beni haklı çıkardığını bir kez daha gördüm. Zira bu tarz düşüncelere prim verip kitabı okumaktan vazgeçseydim, içinde barındırdığı pek çok esaslı fikirden mahrum kalacaktım. Bunu bir yana bırakıp, biraz kitabın mahiyetinden söz etmek istiyorum. Genel olarak üç bölümden oluşan eserin ilk bölümü temelde kadın olgusunun yanı sıra pek çok konuyu barındırıyor. Şeriati'nin dilinden geleneksel ile modernizm arasında sıkışıp kalmış ve kendisine bir rol model arayan kadını dinliyoruz. Sonrasında benimsediğimiz dinin uygulama noktasında yüzeyde kaldığını, rehberimiz olan Kur'an'ı okuyup anlamaya çalışmadığımızı, Hz. Ali'yi tanımakta yetersiz kaldığımızı söyleyerek bu noktada kabahati alimlere yüklüyor yazar. Haksız da sayılmaz. Ardından yine bu konuyla ilişkili olarak bana kalırsa günümüzde de kanayan bir yara olan çok mühim bir konuya getiriyor sözü: 'Gelenek ve din'. Şeriati'nin de dediği gibi, geleneksel olan birçok davranış dini bir olguymuşçasına kabul edilebiliyor. Maalesef yaşadığımız çağda da Müslüman konumundaki insanın sorgulamadan bir ibadetmişçesine yaptığı o kadar çok davranış var ki. Yazar bunu son derece açıklayıcı ve okuyucuyu tatmin edecek biçimde ele almış. İlerleyen sayfalarda yine kadın olgusu üzerinden değişim unsuruna değinerek, var olan yeniliklere kapılıp gitmek ile sürekli eskide kalmak arasındaki dengeden dem vurmuş. Müslümanların var olan yeniliklere gözlerini kapatmasının bir çözüm olmadığını, aksine bunların daha iyisini yapmak adına çabalamak gerektiğini vurgulamış. Bu satırları okudukça günümüz Müslümanlığına dair ne kadar vurucu noktalara değinilmiş dedim kendi kendime. Zira bunlar hâlâ aşamadığımız, güncelliğini koruyan sorunlar. Bunların yanı sıra yazarın benimsediği Şiiliğin yansımasının en yoğun olduğu satırlara geliyoruz: Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Fatıma ve Hz. Ali münasebeti. Bu bölümde Peygamber Efendimiz'in kızı ve damadı ile olan ilişkisi ayrıntılı olarak ve örneklerle etkileyici bir biçimde anlatılmış. Hz.Muhammed'in ölümünün ardından ortaya çıkan halifelik sorununda Hz.Ebubekir ve Hz.Ömer'in tutumuna dair aşırı söylemlerde bulunduğunu düşünüyorum. Hz.Ebubekir'i halifelik dışındaki herhangi bir konuda överken, halifelik söz konusu olunca fazlasıyla yermesi tezat oluşturuyor. Hz. Ali'yi yüceltmek adına sahabeleri yerin dibine sokarcasına ifadelerde bulunması kabul edebilir bir durum değil. Bu nokta da yazarın mezhebinin bir getirisi zaten. Her sahabe bizler için kıymetlidir. Sahabelerle ilgili soylemlerine katılmamakla birlikte bu kısımda Hz. Fatıma konusunda verdiği bilgileri okumaktan zevk aldım. İkinci bölümde günümüz çağının müslüman kadından beklentileri konu edilmiş. Kadın unsurunun Batı tarafından çeşitli düşünce sistemleriyle (Feodalizm, Burjuvazi ve Freud'un fikirleri gibi) nasıl suistimal edildiğinden ve Fatıma başta olmak üzere diğer Müslüman kadın şahsiyetlerin hayatlarının doğru ve net bir şekilde yansıtılması halinde, günümüz Müslüman kadınlarının da buna kayıtsız kalmayarak bu şahsiyetleri örnek alacağını ifade etmiş yazar. Ne kadar doğru ve isabetli bir bakış açısı. Tanımamız gereken asıl şahsiyetleri yeterince tanımadığımız, tanımaya çalışmadığımız için yaşantımızda pek çok şey aksak durumda ne yazık ki. Üçüncü bölümde ise farklı birkaç bilim adamının dini konulardaki fikirleriyle buluşturuyor bizleri Şeriati. Prof. Tevessüli'nin mehir konusundaki düşüncelerinin yanı sıra Belaği Bey'in kadın ve erkeğin birbirine karşı sorumluluklarına dair kısa da olsa fikirlerine yer vermiş. Yazarın Batı'daki aile kurumu ve kadın erkek olgusuyla, İslamiyet'teki aile kurumu ve kadın-erkek olgularına dair yaptığı tespit fazlasıyla manidar: "Batı'da evlilik, kadın ve erkeği yan yana ama birbirinden bağımsız eşler -aile değil- ve iki ayrı bütün olarak telakki edilirken; aileyi merkeze alan İslam, erkek ve kadını aileyi kuran bir bütünün iki parçası olarak görür. Bu iki parça bir bütünü oluşturarak birbirini tamamlar. Bu iki bakış açısı, İslamî aile yapısındaki kadın-erkek ilişkileriyle Batı aile yapısındaki kadın-erkek ilişkilerini açıkça ortaya koymaktadır. Bir tarafta yan yana iki bütün; diģer tarafta bir bütünün iki yarısı ki, buna aile denir. İslam erkeğe der ki: 'Sen kadın için bir örtüsün.' Ardından kadına döner ve der ki: 'Sen erkek için bir örtüsün.' Bu bakış açısı İslam'da kadın erkek ilişkilerinin aile merkezli düşünüldüğünün açık bir göstergesidir. Biz bir ailenin iki ortağı değiliz, bilakis biz 'bir'iz. Bu 'bir'in adı da ailedir." Bu alıntının üzerine aile, kadın-erkek konularına dair bir şey söylemek sözü yormak olur diye düşünüyorum. Son olarak hicap konusuna değinen yazar, kendisine sorulan hicabın mahiyeti, dinin sabit mi yoksa değişken mi olduğu ve ameller konusundaki birtakım sorulara cevap vermiş. Öğrenci olduğu ve öğretmenlik yaptığı dönem boyunca gençlerle içiçe olduğundan geleneksel bir iman ile hakiki bir iman arasındaki ayrımı gençlere ne şekilde aşılamak gerektiği konusunda da değerli çıkarımlarda bulunmuş. İlk kez bir kitabını okuduğum Şeriati'nin bazı düşüncelerine katılmamakla birlikte dini konularda yaptığı pek çok analizi fazlasıyla isabetli buldum. Satırlarında İslamiyet'in bir Müslümana yakışır şekilde yaşanması gerektiğini savunan bir adamın nidaları yer alıyordu. Adeta 'Kusurlu olan İslamiyet değil, bizleriz' sözünü vurgulama çabasıydı bu mücadele. Gerek Müslüman kadına, İslamiyet'e, gerek günumüz yaşantısına dair yaptığı tespitlerde realist ve net bir üslubunun olması en çok hoşuma giden noktalardan biri. Kitabın içerisinde pek çok sayfada kendinizi bulacağınız kıymetli bilgiler yer alıyor. Şeriati hakkında çizilen kırmızı çizgilere aldırmadan, önyargıları bir kenara bırakıp hazmederek okuyun derim.
Kadın (Fatıma Fatımadır)
Kadın (Fatıma Fatımadır)Ali Şeriati · Fecr Yayıncılık · 20101,235 okunma
··
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.