Geride bakacak kimsesi olmadığı için annesiyle beraber hapse giren nice çocuktan yalnızca biridir Barış.Kadınlar koğuşundaki çok sevdiği İnci'nin tahliye olmasından sonraki özlemini,Ona belki de hiç ulaşmamış mektuplara dökmektedir.Bazen sorduğu sorulara kahkahanızı tutamasanız da,boğazınıza hayat boyu yutkunamayacağınız birşeyler takılır.Barış'ın çocuk tutsaklığı,sizin özgürlüğünüzden de birşeyler götürür okurken.
Kitabın senaryolaştırılıp,beyaz perdeye aktarılmış halini izlediğimde çok küçüktüm.O yaşlarda belleğin tazeliğinden midir,kaç yaşında olursan ol belleğe kazınacak hikayesinden midir bilinmez;ne filmi,ne Barış'ın gözlerini hiç unutmadım.Hayatım boyunca ne zaman uçurtma görsem hüzünlendim.Birkaç yıl önce okuduğum "Uçurtma Avcısı" da,yine çocuk dramıyla rengini değiştirdi tüm uçurtmaların aklımda.Artık onların hatırlattığı özgürlük değil,çocuklukları zorla ellerinden alınmış çocuklar bana.