Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İbadet özgürlüğü meselesi, bulunduğu yerin yasalarına bağlı olmama hakkının özünü oluşturuyordu. Protestan Reformu’ndan (1517) bir yüzyıl kadar sonra neredeyse Avrupa’nın tümü cuius regio eius religio - yani hükümdarın dini halkın dini olmalı -düşüncesini benimsedi. Bu ortamda, birçok devlet tarafından yasaklanmış olan ama çoğu elçinin bir hak olarak talep ettiği “sapkın” ibadetin açık açık yapılması, Katolik ile Protestan devletler arasındaki ilişkileri felç etti. Ancak 17. yüzyıldadır ki, bulunduğu yerin yasalarına bağlı olmama hakkı bu açmazı çözüme kavuşturdu. Oysa Osmanlılar için hiçbir zaman böyle bir sorun olmadı. En baştan beri, her elçinin, kendisi ve adamlarının özgürce ibadet edebileceği bir kilise ya da ibadethanesi vardı ve her elçi ya da konsolos kendi “millet”i üzerinde yasal yargılama hakkına sahipti. Başka hiçbir Avrupalı devlette böylesine geniş kapsamlı bir uygulama yoktu;
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.