Ömer'de kendimden çok şey bulduğum ve özellikle sonunu/sonumu merak ettiğim için hızla, merakla ve severek okuyup bitirdim. Ömer'in, Bedri'nin, Macide'nin ve hatta Nihat'ın konuşmalarında, düşüncelerinde insanın içine ışık tutan yol gösteren pek çok nokta vardı. Özellikle dikkatimi çeken ise 1940'ta yazılan bu karakterlerin dertleri ile 2021'de yaşayan bizlerin dertlerinin ne kadar benzer olduğuydu. Hâlâ benzer konular etrafında dönerek kendimizi ve içimizdeki şeytanı(?) aramaya, bulmaya ve bulduğumuzu anlamlandırmaya çalışıyoruz.