Gönderi

Etkileyici :')
Yunan mitolojisinde şimşek ve gök gürültülerinin tanrısı Zeus'un oğluApollon, bir gün gökyüzünde Aşk Tanrısı Eros ile karşılaşır. Eros iyi bir okçudur. Ancak Apollon, Eros’unokçuluk kabiliyeti ile ilgili küçümseyici sözler sarfederek onu aşağılar. Aşağılanmasını içine sindiremeyen ve bu duruma çok sinirlenen Eros, Apollon'dan intikamını alacağına, onu söylediklerine pişman edeceğine yemin eder. Eros, iki ok hazırlar;bunlardan birisi saplandığı kişide sonsuz aşk ve tutku uyandıracak, diğeri ise aşktan nefret ettirip tamamen uzaklaştıracaktır. Apollon,aynı zamanda çok iyi düzeyde lir çalmaktadır. Günlerden bir gün yeşillikler içindeki ülkesinde oturmuş lirini çalarken, ormanda yalnız başında dolaşmakta olan güzeller güzeli Su PerisiDaphne'yi görür. Onu görür görmez kendinden geçer ve tanrıçaları bile kıskandıran bir güzelliğe sahip olan bu su perisin e âşıkolur. Daphane’nin peşine takılır. Ancak intikam ateşiyle yanıp tutuşan Eros’un kendilerini izlediğinden habersizdir. Eros, Apollon'un kendisini küçümsemesinin intikamını almanın vaktinin geldiğini düşünür. Sadece tanrıların görüp hissedebildikleri oklarından biri olan nefret okunu çekip Daphne'nin yüreğine saplayıverir.Böylelikle Daphne’nin kalbi artık yeryüzünde her türlü aşka kapatılmıştır. Eros bu kez aşk okunu ise Apollon’un kalbine saplayıverir. Bu güzel su perisi, her gün ormana çıkıp yeryüzündeki bütün canlıları güzelliğine hayran bırakarak dolaşmaktadır. Apollonise yüreğine saplı olan aşk okunun da etkisiyle kendinden geçmiş bir şekilde hergün bu güzeller güzeli su perisini görebilmek için gökyüzündeki krallığından inip ormanda dolaşan bu büyüleyici kızı gizli gizli izler olmuş. Artık ne savaşlardaki başarısı, ne avdaki keskin nişancılığı, ne de ustaca çaldığı lirin tanrısal ezgileri tatmin etmiyormuş ışığın ve avcıların tanrısı Apollon'u. Hergün ormana gidip kalbini esir alan Daphne'nin tanrıları kıskandıran güzelliğini izliyormuş. Günler geçtikçe onu uzaktan uzağa izlemek yetmez olmuş Apollon’a. Daha fazla dayanamayıp Güzeller güzeli Daphne'nin karşısına çıkmaya karar vermiş. Bir gün aniden Daphne’nin karşısına çıkınca Daphane çok korkmuş ve ondan kaçmaya başlamış. Apollon’ da onun peşinden koşmuş. Bir yandan da Daphne'ye, O'na olan aşkını haykırıyormuş. " Güzeller güzeli peri kızı, dur, kaçma benden. Ben, güneşin, müziğin ve ışığın tanrısıApollon'um,. Senin düşmanın değilim. Niye benden kaçıyorsun?diye bağırmış." Ama nafile! Daphne'nin durmaya hiç niyeti yokmuş. Tam aksine kalbindeki nefret okunun etkisiyle Apollon'un bu aşk sözlerinden daha da korkmuş ve ciğerlerini yırtarcasına kaçmaya devam etmiş. Apollon çaresizlik içinde Daphne'yi kovalamaya devam etmiş. Bir yandan da şöyle sesleniyormuş ona "Kaçma benden ne olursun ey güzeller güzeli. Bak ben ışığın tanrısıyım ama senin aşkından gözlerim kör oldu. Okun tanrısıyım ama kalbime saplanan bu aşk okunun dermanı yok bende. Dur ne olur kaçma benden, beni senin peşinden koşturan aşktır, düşmanlık değil!" Bu sırada Olympos'taki tahtında bütün olup biteni gören Tanrıların tanrısı Zeus bütün bu olan biteni izliyormuş. Oğlunun düştüğü bu içler acısı duruma üzülüyormuş ama olaylara da müdahale etmek istemiyormuş. Çünkü bu onların ikisinin sorunu olduğunu düşünüyormuş. Daphne kaçmaya Apollon da onu kovalamaya devam etmiş. Bir an gelmiş ki Daphne artık Apollon'un yakıcı tanrısal nefesini ensesinde hissetmeye başlamış. Yorgunluktan iyice titreyen bacakları artık gövdesini taşıyamayacak hale gelmiş. Birden durarak ayağı ile toprağı eşelemiş ve şöyle feryat etmiş; "Ey toprak ana, beni ört, beni sakla, beni koru!" Daphne'nin bu içten yalvarışıyla birlikte vücudu birden ağırlaşmaya başlamış. Ayakları toprağın derinliklerine doğru kaymış, yeryüzündeki bütün kadınları kıskandıran bedeni kabuk bağlamış, kokusundan bütün canlıların başını döndüren saçları da yapraklara dönüşmüş. İnce, narin kolları uzamış, dallara dönüşmüş ve güzel Daphne bir “defne” ağacına dönüşmüş. Gördükleri karşısında şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış genç ve güçlü Apollon.Üzüntüden gözyaşlarıyla defne ağacına sarılmış. Güzelim yapraklarının kokusunu doyasıya içine çekmiş. Apollon Defne ağacına şöyle demiş; "Ey güzeller güzeli, ben seni çok sevdim. Sen beni hiç sevmedin ve benden kaçtın. Oysaki ben sana ne kadar âşıktım. Ben seni karım yapacaktım. Mademki benim karım olamadın o zaman benim onur ağacım olacaksın. Bundan böyle ben ve tüm kahramanlar senin ağacının dallarıyla süsleyecekler kendilerini. Kokulu saçlarından olan bu ağacın yaprakları yaz ve kış yeşil kalacak ve ben onları taç yapacağım başıma." Bu içten ve tatlı sözler üzerine defne ağacına dönen Daphne saygıyla yere eğilmiş Apollon'un karşısında…
·
136 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.