Gönderi

172 syf.
9/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Amerikalı çağdaş filozof John Searle bir kitabında şöyle der: ''Zihnin bir bilgisayar programı olduğunu kabul eden teorinin tabutuna son çiviyi çakmak istiyorum.'' İşte Bilincin Gizemi adeta bu teorinin tabutuna çakılan son çivi olur. Searle analitik felsefe geleneğini ve özellikle Wittgenstein'ın dil felsefesini günümüze kadar ulaştırabilen bir filozoftur. Ancak dil felsefesinde analitik gelenekten ve Wittgenstein'dan büyük ölçüde ayrıldığı noktalar bulunur. Onun dili sistematikleştirme çabaları dil felsefesinden çok dilbilimin çalışma alanıymış gibi durur, argümanlarının asıl dilbilime katkısı olacaktır. İşte Bilincin Gizemi'nde de filozof ile ilgili buna benzer bir ilginçlikle karşılaşırız. Zihin-bilinç veya beyin- bilinç ilişkilerini irdelerken Searle, birçok düşünürün bu konulardaki fikirlerini zihin felsefesi açısından ele alır. Fakat kendisi bu konuda zaman zaman, bilince bir nörobilimci gözüyle yaklaşır. Öncelikle bilincin doğal ve biyolojik bir fenomen olduğu fikriyle başlar kitaba ve aslında hayatı boyunca dil, zihin felsefelerinde tüm argümanlarının dayanak noktası bu fikir olur. İkicilik ve maddecilik arasında gidip gelenleri veya Daniel Dennet gibi her ikisini de kabul ettiğini iddia edenleri eleştirerek her ikisinin de bizi zihinsel fenomenlerin biyolojik yapısına karşı körleştirdiğini öne sürer. Halbuki bu, bilinci yeterince önemsememe ve onu indirgeme çabalarını mümkün kılan koşul bile bilinçtir. İlginç olan, bilince karşı çıkan paradoksların bile koşulunun bilinç olması ve hepsinin kendi arasında bir paradoks oluşturmasıdır. Searle birkaç düşünürün bilinç ile ilgili yorumlarını eleştirmeden önce kendi argümanlarını basit bir dille ortaya koyar. Onun en önemli düşünce deneyi olan Çince Odası Argümanını tıpkı Wittgenstein’dan alışık olduğumuz gibi, analitik bir dille açıklar. Onu bu argümana götüren, beynin bir dijital bilgisayar veya beynin içsel olarak bir dijital bilgisayar olup olmadığı ayrımlarıdır. Kendisi kısaca hayatımızdaki her olayın ikili sisteme indirgenebileceği düşüncesini savunur fakat işin içine anlam girdiğinde salt sentaktik süreçlerden semantik elde edilemeyeceğini de bu düşünce deneyiyle göstermiş olur. Searle diğer fikirlerini birkaç düşünürün bilinç yorumlamalarına getirdiği eleştiriler üzerinden sunar. İlk olarak önemli bir nörobilimci olan Francis Crick’in biyolojik bir fenomen olarak bilinci nöron ateşlemelerine indirgeyen görüşünü reddeder. Zira Searle bilincin hiçbir şeye indirgenemeyeceğini savunur fakat indirgemenin onun kullandığı anlamıyla, Crick’in kullandığı farklıdır. Burada onun bağlama sorununu da eleştirerek “indirgeme’’ kelimesinin iki farklı anlamına dikkat çeker. Daha sonra Edelman’ın Nöronal Grup Seçilimi kuramını eleştirmeye girişir ki bu onun kitap boyunca yaptığı sayılı iyi eleştirilerden birisidir. Bu kuram bağlamında bilinç meselesine giriş için ilk adımın kategorileştirme olması gerektiği fikrini ve beynin eğitime dayalı değil seçilime dayalı bir mekanizma olarak bilince etkimesi gerektiği fikirlerini benimser. Sonraki bölümde Penrose’un ''bilinç için kuantum'' fikrini kapsamlı sayılamayacak biçimde anlatır ve bu inanılmaz fikri resmen elinin tersiyle iter. Aslında kendisi Penrose'un bilincin bilgisayarda simüle edilebileceği fikrine katılır gibi görünür ancak kendisinin simülasyon kavrayışı yine farklılık gösterir. Israrla Penrose'dan Gödel teoremi ve kuantum mekaniğine dair çok şey öğrenebileceğimizi fakat bilinçle ilgili bir şeyler bulamayacağımızı söyler çünkü Penrose bilinci tam da bu iki kuramla birlikte düşünmüştür. Fakat Searle'ün arayışı biyolojik bir parçaya dairdir. Onun bilinç felsefesinin temel görevi olarak gördüğü şey bilincin dünyanın biyolojik bir parçası olduğunu göstermektir. Bu her ne kadar doğru olsa da Searle’ün düşünemediği şey insanın kendi bilincini giderek aşıyor oluşudur. Bilinci düşünmemiz gereken yerden giderek uzaklaşmamız neticesinde onu uzay ve zamandaki sürekliliği ile ortaya koymanın gerekliliği ortaya çıkar. Bu bağlamda bilincin sürekliliğinin dışsal etkilerini kopyalamak bir makineyi bilinçliymiş gibi davranmanın ötesine geçiremez. Bilincin gizemi de bir bilinç sorununa işte böylece dönüşmüş olur.
Bilincin Gizemi
Bilincin GizemiJohn R. Searle · Küre Yayınları · 201849 okunma
·
327 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.