"Nasıl ki içeriden durumlarıyla bağdaşmayan birtakım rahatsızlıklar veren olayların meydana gelmesiyle düzenleri ve huzuru bozulup helak oluyorlarsa, aynı şekilde dış faktörler de aynı rahatsızlığı meydana getirerek helaklarına sebep olur. İnsanlar tıp sayesinde salgın hastalıkların içerde yayılmasına engel olabilirler. İyi bir idarecilik/siyaset ve adalet ile de dışarıdan gelebilecek sıkıntılar ve felaketler önlenebilir. İç huzursuzlukların normale dönüşmesi ya da dönebilmesi ancak tıp sayesindedir. İnsanoğlunun durumlarının normalleşmesi de, gerek muamelelere ilişkin olsun ve gerekse fiillere ilişkin bulunsun fıkıh iledir. Bütün bunların amacı bedeni korumaya yöneliktir ki, beden binektir.
Fıkıh ve tıp ilmini öğrenmeye gayret gösteren bir kimse, eğer kendi nefsi adına bir gayreti yoksa, kalbini ıslaha çalışmıyorsa, böyle biri adete şuna benzer: Adam çıkıyor, pazardan bir deve, buna ait samanı zatın alıyor, aynı zamanda su ve su kabını temine çalışıyor; ama, buna rağmen asıl amaç olan hacca gitmeye hiç yanaşmıyor ve o yola giriş yapmıyor. Bunun hiçbir anlamı olabilir mi? "