Gönderi

MEHMED ALİ BEY'İN DÜŞÜNCESİ (Yeniçeri Ocağın'ın ıslâhı hakkında)
(Hális Türk) çocuklarından beşer bin kişi alırlar. Bu çocuk ları, şehir ihtilâtından uzak, o dağ havası içinde o kışlalara yerleşti rirler, bir çeşit esvap giydirirler; Mısır'dan, Mehmed Ali Paşa'dan tâlimci zabitler getirilir. Tâlim ettirmeyi, askerliği öğretmeyi bilen ler kısmen bizde de vardır. Hatta Frenk'ten ihtidâ ettirilerek getir mek de güç değildir. Bu beşer bin genç, bir kısmı Siroz yaylasın daki kışlada, diğer kısmı da Bozdağı'ndaki kışlada, beş senede, geceli gündüzlü bir gayretle iyi bakılarak iyi beslenerek mükem mel tâlim görerek yetişirler; kemal çağına ererler. Anlıyorsunuz ki Yeniçeri Ocağı'nın kemal asırlarında, o sağlam neferleri yetiştirmiş olan Acemi Oğlanlar Kışlası'nın yeni bir usûlünde ihyâ edilmesinden bahsediyorum. O vakit bu neferleri Hristiyan'dan devşirirlermiş. Biz bu defa Müslüman'dan devşire ceğiz. Vaktiyle Hristiyan'dan devşirmeyi bazı Frenkler, Hristiyan kanının meziyetine hamletmek gibi ahmakça bir kanaate sarılmışlar, yazdıkları kitaplarda bir sürü böbürlenmişler. Bu budalalar farkında olmamışlar ki bizim kanımız o asırlarda, onların kanından birkaç defa daha sağlamdı. Yeniçeri, bilfarz Fatih ve Sultan Selim asırlarında Hristiyan'dan devşirileceğine Müslüman'dan devşirilseydi birkaç defa meziyetli olurdu. De mek istiyorum ki üç yüz sene evvelki Yeniçeri Ocağı'nın elhak yüksek olan meziyeti Hristiyan kanından gelmesinden asla değildi; neferlerin devşirilirken sağlam bünyeli olmalarına pek ziyâde dik kat edildiğindendi. Onun için de o zaman dağ halkından ve köylü çocuklarından devşirme yapılırdı. Devşirmenin asıl iyiliği alınacak neferin seçme olmasındaydı yoksa kanda değildi. Nitekim Ocak'ın 1000 tarihlerinde bozulmasının sebebi de yerliden alınmasında değil yerliden, intihap edilmeksizin alınmasında, sonra da hiç tâlim ve terbiye görmemesidir. Bu defa Müslüman köylüden lâkin alınacak çocukların bünyeleri, boyları iyi seçilerek alınırsa Yeniçeri Ocağı'nın Murad Hüdavendigår devrindeki sağlamlığından daha sağlam olacağını görürüz. Hülasa Siroz yaylasında ve Bozdağı'ndaki kışlalarda beş sene tâlimden (sonra) yetişmiş olan bu yeni orduya döneyim. Bu ordu yetişinceye kadar, eski Acemi Oğlanlar makamin da terbiye gördükleri tabii mektum tutulur. Hatta onlara başka bir isim verilir. Yeniçeri zorbaları, böyle bir ordu yetiştiriyorlar diye Sirozlu İsmail Bey'e ve Kara Osman Oğlu'na dil uzatsalar bile el uzatamazlar. Zaten onlara devlet bile el uzatmaktan aciz bulunuyor. Eski zamanlarda olduğu gibi ve Ocak'ın hakiki an'anesine uygun olarak yalnız on bin kişiden ibaret olması lazım gelen, ta hayyül ettiğimiz bu yeni ve müstakbel Yeniçeri Ocağı'nın, yerine yerleşmesi elbette ki gürültüsüz olmaz. Yine gürültülü olur ancak bu on bin taze asker İstanbul'a getirildikten sonra Ocak zorbaları nin itirazları karşısında Padişah, gürültüye pabuç bırakmaz. Bu on bin genç İstanbul'a getirilir; Padişah, Yeniçeri'nin ileri gelenlerini huzuruna çağırır. Yeniçeri Ocağı'nın an'aneleriyle, kisveleriyle, alâmetleriyle muhafaza olunacağını ancak fatih Padişahların zamanında olduğu gibi, tâlim ve terbiye görmüş deli kanlılardan başka kimsenin bâdema Ocak'a giremeyeceğini, Yeni çeri adedinin asla on bini geçemeyeceğini, her neferin kışlada bu lunduğu müddetçe mutlaka bekâr kalacağını, kırk yaşında her ne ferin mütekäit olarak Ocak'tan çekileceğini, mütekäit olduktan sonra bir nefer yine askerlik etmek isterse ancak taşrada edebilece gini, badema Acemi Oğlanlar kışlalarının Siroz'da ve Bozdağı'nda zaten kurulmuş olan kışlalar olabileceğini ve bu fermanın aynen kabul edilmesini söyler. Zannimca Yeniçeri ihtiyarları Pâdişah'ın bu teklifini hemen reddedemezler, hatta mürâîyâne olarak kabullenirler; eski usûlleri veçhile geri bıraktırmak için fırsat kollarlar. İşte devletin kuvvetli hareket edeceği saat bu saattir. Yeni ordu, eski odaları ve yeni oda ları o gün boşaltır ve kendi yerleşir. Eski Yeniçeri'nin iyi takimin dan olanlarına derhâl taşradaki vâlilerin vilâyetlerine gitmek üzere vazife verilir, işe yaramaz takımı da derhål Üsküdar'a geçiri lir. Kötü takımından olanları ise ayaklanmak gibi bir hareket gös terirlerse hemen tepelenirler. Yeni ordunun İstanbul'a yerleşip kalması da muvakkat ol malıdır; bu hâl ancak birkaç sene eski zorbaların bir daha başkal dırmak ihtimali kalmadığı zamana kadar sürmelidir yoksa bâdema Yeniçeri Ocağı, iki kısım olarak biri Anadolu'nun muayyen şeh rinde, diğeri Rumeli'nin muayyen bir şehrinde bulunmalıdır. Feci tecrübelerden sonra artık İstanbul'da, yerli gibi yapış miş, şehirli gibi bir unsur olmuş asker bulunmaması hayırlı olur. Istanbul'u muhafaza edecek asker muayyen zamanlarda taşradan gelir, hizmetten affolunacağı (zaman) tekrar memleketine döner. Bu usûlü ittihaz etmek farzdır. Artık bu devlette Orta Câmi ve Et Meydam gibi nifak merkezleri kalmamalıdır.
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.