Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İMAM GAZALİ NİN VAYHE GİDEN YOLU Gazali'nin "Bilgi"hakkındaki görüşleri ve dış hasselerden ve akıldan şüphesi kendinden 6 asır sonra gelen Rene Descartes gibi herşeye şüpheyle bakmış,sonunda,aklı ve zaruri bilgilerle hakikate varmaya çalışmıştır.Gerçeğe ulaşmak için önce herşeyden şüphe etmek üzerinde durmuştur.Hakikati idrak etmek için akıl ve duyumlardan başka yakin ilmine iletecek başka bir kaynak bulamadığını söyler ve önce duyu organları üzerinde durur ve duyu organların üzerinden gelen bilginin hatalı olduğunu görür.Bir örnekle de şöyle açıklar."gözümüz bir gölgeyi haraketsiz halde görmektedir. Oysa o haraket halidir.ama gözümüz bu haraket halini görememektedir." "Gökteki yıldızı da yaşadığımız dünyadan küçük görmekteyiz.Halbuki yıldızlar ve gezegenler,bizim dünyamızdan hatti zatında daha büyüktür".Bu hataları aklın meydana çıkardığını düşünerek duyulardan şüphe etmeye başlamıştır.Akıl duyuların aldatıcı ve hatalı bilgisini sezmese "güvenilir bir ilim kaynağı "olarak kabul edecegini söylemiştir. Daha sonra hakiki bilgi ićin Akıl'a yöneldiğini söyler.Aklın ötesinde de aklı hataya düşürecek ve gerçeği aydınlığa çıkaracak başka bir hükmün aranmasının hükmüne varmış ve böylece herşeyden şüphe etmeye başlamıştır.Aklında kendinden şüphe etmeye başladığını ve sonra uyuyan,bir kimsenin rüya'sında geçen olayları izlediğinde,Rüya aleminde karşılaşılan olayların,uyandıktan sonra,hayali şeyler olduğunu anladığını söylemiştir.İste bu şüphecilik;Bilimi anlamak,gerçeği idrak edip yakin ilme ulaşma konusunda herseyden şüphe etme hali Gazali de devam etmiş ve sonra şöyle bir karara varmış bunların doğruluğunu ortaya çıkaracak hüccet ve delillerin gerekliliğine karar vermiştir. Öyleyse aklın itiraz etmediği,insanın yaratılışında var olan fikir ve düşüncelerden müteşekkil,"zaruri bilgiler'i" kabul etmek gerektiğine ve şüpheciliğin ancak böyle izale edileceğini ve şüphecilik illetinden kurtulanacağına ve kurtulduğunu belirtmiştir.Gazaliden 6 asır sonra gelen İmanuel Kant da bu" Zaruri bilgiler" konusunda aynı fikri ve görüşü savunmuştur. Çünkü bütün bu hüccet ve belgeler,ancak bu ZARURİ BİLGİLER üzerine inşa edilebilmekte ve akıl da Dünyanın ilmine bu yolla erişebilmektedir.Gazali,daha sonra "zaruri bilgiler"hakkın da araştırma yapmış ve Farabi'nin vardığı neticeye ulaşmıştır.Bu zaruri bilgilerin insan fıtratına yerleşmiş açık ve zaruri manaların(bilginin) herhangi bir delil ve hüccet ihtiyaç bulunmadığını çünkü başka bilgileri doğrulamak için hüccet ve delil teşkil etmesi gerekir demiştir. Gazali iki idrak ölçüsünün mevcut olduğunu ileri sürmüştür.Birisi"hissi idrak".ikincisi ise,"aklı idrak"bu iki ölçü üzerinde araştırma yapmış ve duyular sayesinde bir çok hisler (duyumlar),toplu halde "akl'a" gelmekte,orada ayrılıp birleşmek süretiyle aralarında denge kurulmakta ve karşılaştırma yapılmaktadır. Ancak Gazaliye göre bilgi dört yolla olmaktadır. 1.Duyular 2.Akıl 3.Doğuştan var olan temel bilgiler 4.seziş ve Basiret Temel bilgilerin insanda doğuştan var olduğunu fakat aklın bunların kaynağını olamıyacağını ileri sürmüş ve aklın ve Temel bilgilerin yanında,birde seziş,basiret(mükafeşe)nin mevcudiyetini savunur. Akıl,bir şeyi ancak tesbit eder,vaz'etmez.Onu,bir işaret yaparak belirtmez.Aklın idraki veya bir şeye hüküm vermesi,onu tesbit etmesi,bilgisi;duyulardan gelen ilmin kaynağı olmadığı gibi bizzat kendiside değildir. Çünkü aklın doğuştan bir "seziş" kuvveti vardır ki,bu fitre bilgileriyle, hükmü,doğru olarak tesbit etmektedir. Kendisinden sonra gelen İmanuel Kant gibi,Gazali de,böyle inanmış ve meseleyi bu şekilde ifade etmiştir.daha sonra Gazali yine "akl"a dönerek,mantık ilminin burada önemini belirtmiş ve bu fikride bir müddet savunmuştur.Böylece,Dekart'ın görüşünü,ondan daha önce,kabul etmiş ve benimsemiştir. Gazali bu temel bilgilerin doğuştan geldiğini söyleyenlerin ilki olmasa da ,zaman ve mekan konusunda Aristo'yu reddetmekle,geçmiş ve gelecek düşünür ile filizofların öncüsüdür.Her ne kadar bir felsefeci değil bir kelamcı olmasına rağmen. . Gazali,kendisinden önce "zaman"olmayan "zamanı "mekan" olmayan "mekanı" tasavvur ettiğinde aklın nasıl bocaladığını anlatır.Bu görüşleri İmanuel Kant,harfi harfine savunmuştur ve açıklamıştır.
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.