Gönderi

408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Duygularım çok taze, hâlâ kitabın etkisinden çıkamamışken bu yorumu yazıyorum ve tüm yorumumu okumaya üşenenler için bir cümleyle her şeyi özetliyorum. BU KİTABI LÜTFEN OKUYUN. Kadınların sihri olduğu söylenen bir kasabada kızlar 16 yaşına geldiklerinde kasabadan sürülür. Sihirlerinden arınıp evliliğe hazır halene gelene kadar yaban hayatta bir yıl geçirmeleri gerekir fakat hepsi eve dönemez. Tierney James kendi erdem yılı yaklaştıkça, korkmaları gereken şeyin sihirleri olmadığını anlamaya başlar. Erdem Yılı’nı bu kadar çok seveceğimi beklemiyordum. Ama her şeyine bayıldım. Kadının toplum içindeki yerini, kadın-erkek eşitsizliklerini, erkeklerin kadınlara hatta kız çocuklarına bakış açılarını ve kadının kadına olan şiddetini yazar o kadar güzel ele almış ki etkilenmemek imkansız. Anlatılanların günümüz dünyasında her gün her yerde gerçekleşiyor olması kitabı daha da sarsıcı hale getiriyor. Okuduğum en çarpıcı feminist distopya örneklerinden biriydi Erdem Yılı. Kitapta aşırı ters köşe oldum özellikle son 100 sayfanın tamamını ağzım bir karış açık okudum. Aklımın ucundan geçmeyecek olan şaşırtıcı olaylar ilk sayfadan son sayfaya kadar devam etti. Olay örgüsü de çok başarılıydı zaten kitaba bayılmamı sağlayan en büyük etkenlerden biri de buydu. Oldukça aksiyonlu ve gerilim doluydu, bir sayfası bile durağan değildi. Tierney güçlü, idealleri olan bir karakterdi, ilk defa bir kadın ana karakteri gerçekten sevdim. Etrafındaki bozuk düzenin farkındaydı, bunu değiştirmek için kimse ona yardım etmese bile çaba gösteriyordu. Ona engel olmaya çalışanlara bile ihtiyaç duyduklarında destek oluyordu. Çok sevdim Tierney’i, aferin benim güzel kızım diyorum. Aslında ucu açık sonlardan nefret ederim ve Erdem Yılı’nda da final okuyucunun yorumuna bırakılmış. Son sayfayı okuduğunuzda “Eee tamam ama bundan sonra nolucak?” düşüncesi sizi sarıyor. Kitabın sonuna bayılmadım ama rahatsız da etmedi. Yine de bir seri olsaydı güzel olabilirdi. >SPOILER BAŞLANGICI< Bazı yaptıklarının sebebi olsa da o seneki erdem yılı kızlarını affedemiyorum, olmuyor yapamıyorum. O kadar acımasız, gözleri dönmüş, birbirlerinin hatalarını kollayan varlıklara dönmüşlerdi ki okurken aşırı gerildim. Hele Kiersten… böyle bir zalimlik olamaz tüm hücrelerimle nefret ettim. Hans ise beni o kadar hayal kırıklığına uğrattı ki. Bunun geleceğini asla tahmin etmemiştim. En büyük darbe hep en yakınlarımızdan mı gelmek zorunda? Ama sonunu okuduğumda hiç üzülmedim hak ettiğini buldu. Tierney yaşadığı topluluk yüzünden aşka ve evliliğe kapalı bir karakter ama Ryker ile çok uzun bir süre aynı yerde yaşıyor, bu yüzden aralarında bir çekim olması ise düşününce gayet doğal geldi. Ryker’a çok üzüldüm. Sadece kadınlar değil o ve onun gibiler de bu düzenin mağdurlarındandı. Keşke mutlu bir sonu olsaydı yaptığı her şey için bunu hak etmişti. Kalbim kırık. Micheal’ı ise çözemedim bazı davranışlarını takdir ettim ama mesela göreve gelir gelmez bir kızı direkt kasaba dışına sürmesi? Bununla ilgili pişman olup olmadığını da bilmiyoruz. Daha derinlemesine okusak onu detaylı yorumlayabilirdim ama sadece kitabın başında ve sonunda yer alıyordu. >SPOILER SONU< Erdem Yılı uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biriydi ve tüm zamanların favorilerinden oldu. Belki beklentisiz başladığım için bu kadar beğendim ama bu kitabın güzelliğini değiştirmiyor. İyi ki okumuşum diyorum. Okumayan herkese de gözüm kapalı tavsiye ediyorum.
Erdem Yılı
Erdem YılıKim Liggett · Yabancı · 20211,413 okunma
·
293 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.