Gönderi

İyi ki...
Bugün beni yaratanın;bana armağan ettiği,aynı zamanda beni armağan ettiğine inandığım biricik varlığın-'Annem'in-doğum günü...Bazen içimi sonsuz bir acı kaplıyor,'O'nsuz yaşayamayacağımı düşündüğüm bir an geliyor ve o anın sonsuz olduğu düşüncesi içimi kemiriyor.Şu an belki binlerce belki milyonlarca belki de milyarlarca evlat annesiz(öksüz kalmış hayvanları düşünemiyorum bile)ve çok şükür bunlardan değilim,diyorum ya düşüncesi bile mahvediyor beni,kim bilir belki bu yazıyı okuyacak olanlardan da böylesi olacaktır,öyleyse sizi üzmek değil amacım,bunu öncelikle bilmenizi isterim.Ancak bildiğiniz üzere bazen düşünmek istemezsek bile bu bi' gerçek,üstelik çok yakın bi' gerçek;özellikle de sevdiklerimize...Belki annenizi veya hayatınızdaki herhangi bir kişiyi şu anki düşünceniz ile yolda bile tanıştırmak istemezsiniz kendinize ama bir gerçek de bu ya,tanımanız gereken insanlar var çevrenizde ve bunların ilki ANNENİZ.Anneniz her duyguda olduğu gibi burada da başrolde,ne o şaşırdınız mı?Her duygu dedim,biraz garip gelmiş olmalı ama düşününce o kadar mantıklı ki,bilgelikle bezenmiş gerçeklerle dolu.Hayata ilk adımımız;gerçek adımdan söz etmiyorum tabii ki,sonuçta bacakları olmayanlar da hayata ilk adımını atabiliyor öyle değil mi?Atabilmeli çünkü doğan her insan zaten annesiyle ilk buluşmasında ilk adımını atabilmiş oluyor çünkü yaradanın en azından doğuncaya kadar görevlendirmiş olduğu ve birçoğumuzun kutsal varsaydığı varlıklar bulunmakta.Bu varlıklara verilmiş birçok dürtü,içgüdü,hormon (veya ne derseniz işte) olduğu gibi onlara verilen özelliklerden biri de bizlerle manevi bağ kuruyor olmalarıdır. "Bebek ile anne arasındaki bağ, doğumdan önce, bebek henüz annesinin karnında iken başlar. Annenin, annelik içgüdüleri ile bebeğine ilk andan itibaren bağlanmasının yanında, bebek de aynı şekilde, doğumdan sonra ilk gördüğü insan olan annesine karşı güçlü bir bağ hisseder."(Bu kısım alıntı)Bilimsel olarak da kanıtımız olduğuna göre artık anneler ile çocukları arasındaki bağı az çok kavramış olabileceğinizi düşünüyorum,eğer anneniz yaşıyorsa iyi haber şu:Anneniz nasıl biri olursa olsun,gelecekte hayiflanmak yerine şu an koşulsuz bağlanabileceğiniz biricik bir anneniz var.Kötü haber şu ki eğer şu an koşulsuz bağlanamazsanız gelecekte epey hayıflanabilirsiniz,emin olun bunu istemezsiniz:( Annesi vefat edenlere gelelim,eğer inançlı bir müminseniz dua ederek ve hayırlı bir evlat olarak annenizi kurtarabilirsiniz,hem de sonsuza dek:)Çünkü Peygamberimiz(s.a.v.), "İnsan ölünce amel defteri kapanır, yalnız geriye kamunun yararlandığı bir sadaka (hayrat) yahut kendisine dua eden iyi bir evlat, ya da yararlı ilim bırakanın defteri açık kalır, bıraktığı güzel şeyler sürdükçe o kişiye sevap yazılır." buyurmuştur. Hadi o zaman ne duruyoruz,bizi her düşüşümüzde ayağa kaldırmaya çalışan annelerimizi kurtaralım. Kafa şişirmiş olabilirim,hakkınızı helal edin ama sonuçta her çocuğun bir çocuğu olmasa da her çocuğun bir annesi var,isteseniz de istemeseniz de...
··
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.