"Hans Andersen'in masallarını sever misin?" diye sormuştu düşünceli bir edayla. "Marka Vovçok'un çevirisinden hiçbir şey anlamamıştım, fakat on sene sonra kitabı elime alıp bir daha okudum, birdenbire Hans Andersen'in yalnız bir adam olduğunu gayet net gördüm. Yapayalnızdı.
Hayatı hakkında herhangi bir bilgi sahibi değilim. Tescilli çapkın ve avareymiş galiba, ama bu da yalnız biri oldugu iddiarını güçlendirmeye yarıyor. Böylece çocukların yetişkinlere göre başkalarına daha merhametli olduguna inanarak (yanılmış tabii) ilgisini çocuklara yöneltmiş. Çocuklar kimseye acımazlar, acıma nedir bilmezler."