Dostoyevski'de kişiler ve durumlar her zaman kendi boyutlarını aşan anlamlara gelir, sonsuzluğa yönelirler. Bireysel niteliklerini yitirmeden genişleyerek sonsuzluğu kucaklar, onun da kendilerine kucak açması için çağrıda bulunurlar. Siena'lı St. Catherine'in şu sözünü onlara da uygulayabiliriz: Nasıl ki balık denizin, deniz balığın içindeyse; Tanrı ruhun, ruh da Tanrının içindedir. Dostoyevski'nin yazdığı her tümce böyle bir genişleme duygusu yaratır; bu duygu yazarın romanlarının en belirgin yönüdür. Dostoyevski bildiğimiz anlamda büyük bir romancıdır.