Liberalizm, ontolojik olarak bireye öncelik atfederek, değerlerin, bireyin özgür seçiminin bir ürünü olduğunu varsaydığı için ahlakı bireyin varlık koşulu olarak görmez. Liberalizmin her türlü mükemmeliyetçi siyaset görüşüne karşı olması bu anlayışın bir sonucudur. Liberalizme göre, tipkı diğer seçimler gibi ahlaki seçimler de, bireyin özgürlük alanında olduğu için, siyasetin, bireyi ahlaki olarak yetkinleştirmek gibi bir amacı olamaz. Buna karşın, toplulukçuluk, bireyin; karakterini, kimliğini, dolayısıyla da varlığını ait olduğu topluluğun değerler sistemi içerisinde kazanacağını kabul ettiği için, ahlaki değerlerin korunması, geliştirilmesini ve bireyin bu değerler yoluyla kendisini en yetkin biçimde gerçekleştirmesine uygun koşulların oluşturulmasını siyasetin asli işlevi olarak görür.