“Yeter artık, yorma kafanı. Hadi yeniden başlayalım. Şu anda. Seni hep sevdim. Annemin isteklerine karşı çıkamayacak kadar zayıf olduğumu kabul ediyorum. Yapmamalıydım. Ama senin de insanlığın hataları ve zaafları konusunda engin bir bağışlayıcılıkla konuştuğunu çok dinledim. O bağışlayıcılığı bana da göster. Hatalı davrandım. Affet beni.”
“Tabii, tabii, affediyorum,” dedi sabırsızlıkla Martin. “Ortada affedilecek bir
şey yokken affetmek kolay. Affedilmeyi gerektirecek hiçbir şey yapmadın sen. İnsan içindeki ışığa göre hareket eder, bundan ötesini kimse beceremez. Ben de iş bulmadığım için senden af dileyebilirim.”
“Ben iyi niyetle söylüyordum,” diye itiraz etti Ruth. “Biliyorsun ki seni
sevmeseydim niyetim de iyi olmazdı.”
“Doğru ama o iyi niyetinle mahvedebilirdin beni.”