Gönderi

228 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Ne Bekliyorsan, O Olmayacak
İtiraf etmeliyim, öncesinde adını pek sık duymamıştım; ancak online bir müzayedede, coşkulu bir moderatörün öve öve bitiremediği "Şibumi" sayesinde ilgimi çekti Trevanian. Katya'nın Yazı da kıran kırana bir mücadele sonucunda benim oldu, 83 basımı ama oldukça iyi durumdaki haliyle. Okumamı beş dakika önce bitirdim ve duygu yoğunluğundan bağımsız, verdiğim en iyi kararlardan biri olduğunu düşünüyorum. Tipik bir kırsal hikayesi gibi başlıyor kitap, savaşın gölgesinde, sıcak bir yaz aşkı anlatılacak zannediyorsunuz. Ama hayır. Anlatılan çok daha fazlası. Dünyanın en basit kelimeleriyle, doğal ve yer yer kahkaha attıran diyaloglarıyla, gözünüzde birkaç sayfa sonra hemen canlanan karakterleriyle Katya'nın Yazı baska bir kitaba evriliyor. Tüm duyularınızla hissedebildiğiniz, havanın teninizi yaktığı, rüzgarın saçlarınızı uçuşturduğu, yağmurun sizi ıslattığı, çiçeklerin kokularını soluduğunuz ve kahramanımız Marc Montjean'ın tatlı kalp çarpıntılarını tam da göğsünüzde hissettiğiniz hale bürünüyor. Montjean ile bir yaşıyorsunuz her şeyi. Gülüyor, heyecanlanıyor ve sonra derin bir kafa karışıklığıyla düşünüyorsunuz. Ciddi anlamda etkilendiğimi söylemek istiyorum. Alıntı yapılacak o kadar çok yer var ki seçmekte zorlanıyorum. Mutlaka okunmalı, Trevanian'ın tarzı deneyimlenmeli. Pişman olmayacaksınız, şaşıracak ve merak edeceksiniz. Özellikle son 30-35 sayfada kemerinizi bağlayın ve kitabın o vakte kadar tırmanmış olduğu zirveden son hızla inişine eşlik edin. Minik bir not: Paul... Son zamanlarda okumaktan en keyif aldığım, belki de kelime oyunları konusunda yazılmış en orijinal karakterlerden biri oldu. Yazar bu karakter için bile ayrı bir tebriği hak ediyor.
Katya'nın Yazı
Katya'nın YazıTrevanian · E Yayınları · 19831,785 okunma
·
178 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.