O günün gençliği kendi hayatını değil, ülkesini, insanlığı kurtarmanın peşindeydi. Sıradan hayatların küçümsendiği, kahramanların öne çıktığı bir dönemdi. Umutlu bir dönemdi… Bir ideal için dövüşmenin en büyük ahlaki erdemlerden sayıldığı bir dünya. Nazım’ın dizelerinde anlattığı gibi, “şarkıların boyunun kilometrelerce, ölümün boyunun bir karış olduğu “ günlerdi. Ve onlar inandıkları değerler uğruna şarkılarını söyleyerek, gözlerini bile kırpmadan ölüme gittiler. Hayır, bu söylediklerim hamaset değil, yakın tarihimiz. Kimilerinin unuttuğu, unutturmak istediği yakın tarihimiz.