Tek bir sayfa bile okumak istemediğim günlerde maruz kaldığım insan ilişkileri, gözlemlediğim davranışlar veya sosyal medya tartışmaları beni pek çok kitaptan daha fazla geliştirir. Her şey kitaplarda değil arkadaşlar, dışarının gerçekliği de bizim seyrimize muhtaç.
Üstelik o "Hiçbir şey okuyasım gelmiyor" günlerinin değeri o kadar fazla ki, okuduklarımızı hazmedebilmemiz ve benliğimizdeki bilinç boşluklarını doldurabilmemiz için ihtiyacımız olan zaman dilimi işte tam da o.
Güzel kitaplardan öğrendiğim empatiyi, ahlaklılığı, sükûneti, anlayışı hayatımda da uygulamaya çalışırım. Kitaplar bizi esir almamalı, tam tersine varoluşumuzu özgürleştirmeli. Sartre'ın "Edebiyat Nedir?" kitabında anlattığı bir okurun kitap okuma amacı da aynen budur.