Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olup, İstanbul’da bulunan bir Amerikan tacirinin, Paris’te bulunan bir İspanyol tacirine sattığı malları taşıyan İtalyan vapuru, Pire limanında bir İngiliz gemisi ile çarpışarak yükünü boşaltmak zorunda kalır ise, malların vaktinde Fransa’ya ulaşmamasından ileri gelen zarara kimin katlanacağı sorununun çözümlenmesi için, olaya, Türk, Amerikan, Fransız, İngiliz, İspanyol, İtalyan ya da Yunan mevzuatından hangisinin uygulanması gerekeceğine karar vermeden önce, davanın esasına ait ilgili hükümlere bakmak anlamsızdır. Demek oluyor ki mahkeme, talepler hakkında karar vermeden önce hangi hukuk düzeninin dikkate alınacağını saptamalıdır.