Bölündü uykularım
Düşlere bile sığmadı yaşamak
Düştüm tabutluk ağzına zulmün
Tel örgülere, süngülere takıldı
En güzel yılları ömrün
Kaçamadım duvarlara vuran gölgemden,
Ne zindanlara sığabildim,
Ne çıkabildim taş duvarlardan.
Bölündü uykularım,
Düşlere bile sığmadı yaşamak
Yürüdüm ta orta yerine kavganın
Kavga ki ölümlerle kuşatılmış
Yüreğimde kavga,
Yüreğimde sevda
Yürüdüm içine cinnet pazarlarının
Ne mahkum kimliğine büründüm bunca yıl
Ne yenik düştüm karanlıklara
Ne tabutluklara sığabildim
Ne taş duvarlara
Bölündü uykularım
Düşlere bile sığmadı yaşamak
Düştüm testere ağzına zulmün
Kaçamadım duvarlara vuran gölgemden
Ne mahpushanelere sığabildim,
Ne çıkabildim taş duvarlardan
Oysa pamuktan ellerimle
Eritirdim demirden dağları
İndirirdim gökten güneş ile ayı
Oysa ben
Ne Neron’ dum nede yaktım Roma’ yı
Uyandım dev masallarından
Çanakkale ‘ de bitti Mehmetçik türküsü
Sakarya ‘da, Dumlupınar’ da demirlendi kahramanlık
Şimdi nasırlı ellerimle demirleri sıkıyorum
İimde güneş taşımanın yorgunlukları,
İçimde çiçek taşımanın yorgunlukları,
Böylece yürüyorum kıyısına gecenin
İçimde dev dalgaların yorgunlukları
Şimdi eylülleri eksiltmek için günlüğümden
Sabırdan bir gökyüzü çiziyorum kendime
İşte böyle mahptaşımanın
ölündü uykularım
Düşlere bile sığmadı yaşamak
Ne duvarları yırtabildim bunca yıl
Ne karanlıkları
İçimde güneş taşımanın
Yorgunlukları...
Sayfa 17 - 18