Uzun İnceleme
Bu kitabı ilk okuyup bitirdiğimde büyük bir hüsraana uğradım. Hiçbir şey anlamamış, şişmdi ben ne okudum, ne öğrendim diye düşünüyordum. Sonu tatmin etmemişti beni ve beklentilerim boşa çıkmıştı. Yazar Nobel ödüllü sanırım bende bir sorun var diyerek yorum okumaya başladım. goodreads adlı siteden birkaç ingilizce yorum okudum. Sadece en tepedeki 3-4 yorumu okumamla kitabı tekrar elime almam bir oldu. Okuğum yorumların ortak yanı aynı sayfalardan bahsediyor olmalarıydı. Etsuko’nun zamir ve diyalogları karıştırdığı sayfa ile sondan bir önceki sayfa.
Okur okumaz tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.
Her şeyden önce şu paragrafı yazmam gerek:’’ Belleğin güvenilmez bir şey olabileceğini anlıyorum; çoğunlukla insan hangi koşullarda anımsıyorsa bellek onların rengini büyük oranda taşıyor.’’ diyor Etsuko.
Sonra 151. sayfa zamirlerin değiştiği Mariko’nun küçük kız olduğu sayfa: ‘’Burada ne yapıyorsun diye sordum parmaklıkların altına çömelmiş oturan küçük kıza.’’
Devam eden diyalogda Mariko gitmek istemediğini söylüyor ve Etsuko’nun cevabı ‘’orasını sevmezsen hemen geri geleceğiz.’’
sondan bir önceki sayfada Etsuko’nun küçük kızı Niki ona limanda geçirdiği günün özelliğini sorunca da ‘’Ah aslında hiçbir özelliği yoktu. Yalnızca anımsadım, hepsi bu. Keiko o gün çok mutluydu.’’ der.
Benim deteklediğim teori Saçiko ve Etsuko’nun aynı karakter olduğu. Mariko’nun da Keiko. Etsuko her zaman Saçiko’nun içinde konuşan ses gibi. Saçiko umursamazca çocuğunu dışarı salıyor ama Etsuko onu aramak gerektiğini düşünüyor. Saçiko ingilizce biliyor ama baskıcı kocası yüzünden igilizce öğrenimini de bırakmak zorunda kalıyor, iyi bir aileden geliyor fakat sonradan ailesini savaşta kaybedip kurtuluşu Amerikada bulacağını sanıyor. Etsuko da iyi bir aileden kocası çok baskıcı ve ona neredeyse hizmetçi gibi davranıyor. Onun da ailesi savaşta ölüyor.
Eğer yazar olayları direkt verseydi Etsuko’nun kocası şurda şu sebepten öldü, Saçiko’nun kocası şu kişiydi o da şu sebepten şöyle öldü diye her ayrıntıyı verseydi iki kadının aynı karakter olduğunu anlamak çok kolay olurdu.
Etsuko’nun çorak arazideki binada kocasıyla yaşayıp hamile kalması ilk anıları. Sonra başlarına bir olay geliyor ve kocasından ayrılıyor. Mariko/Keiko’yu yalnız başına büyütmek zorunda kalıyor. O kulülbede yaşamak zorunda kalıyorlar.
Mariko/Keiko’nun intihar etme sebebi çok travmatik bir çocukluk geçirmiş olması. Hem o ırmakta bebeğini boğan kadının görüntüsü hem de tek arkadaşı olan küçük kedilerini boğan annesi. Nagasaki’den, Japonya’dan evinden ayrılması.
Daha çok ayrıntı var ve hepsini yazamam. Mariko/Keiko’nun evden kaçtığı günlerden birinde Etsuko’nun ayağına halat takılması ve küçük kızın korkması gibi.
Ben ayrıca Japonya’daki toplumsal sorunlara da dikkat çektiğini düşünüyorum yazarın. Nagazaki’ye atılan bombanın etkileri, Japonyadaki yalnış öğretme sistemi, cinsiyet ayrımı, çocuk cinayeteri.
Çok başarılı bir roman. Herkes okumalı ama anlayıp öğrenen çok az çıkacaktır eminim.