Sen her şeye karşı ilgisizsin! Ne seviyorsun ne de nefret ediyorsun! Çünkü her ikisi içinde biraz olsun benliğinden çıkmak, gururunu yenmek gerekir. Ve sen… Bunu yapamazsın!… Yapmak elinde olsa bile sana bunu yaptıracak güç yoktur. Başkasının sefaleti sana dokunmadığı gibi, üzüntü de vermez. Hatta gururunu okşamadıkça kendi sefaletine bile kayıtsız kalabilirsin. Ne bir şey arzular… Ne bir şeye sevinirsin. Kıskanç değilsin. Ama bu iyiliğinden değil, hudutsuz egoistliğinden ileri geliyor. Başkalarının ne mutluluğunu, ne felaketini görürsün. Hiçbir şey seni etkileyip hareketi geçiremez. Ama hiçbir şeyde seni durduramaz. Buda cesaretinden değil… İçindeki iyilik duygularının nasırlaşmış olmasından ileri geliyor. Senin için gururundan başka bir şey yoktur. Ne kan bağları, ne içgüdüler… Ne Allah… Ne dünya… Ne aile, ne de arkadaş… Kendi yeteneklerini bile anlamaktan acizsin!… Seni vicdanın değil, ancak kırılan gururun etkileyebilir. Çünkü sadece o, her zaman ve her şeyde, senin ağzınla konuşur ve davranışlarını idare eder.