Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bilgi, gerekçelendirilmiş doğru inançtır.8 Eğer bir şeyi nasıl bildiğimize dair müşterek teyide açık herhangi bir gerekçe sunamıyorsak, o şeyi bildiğimiz değil belki iddia ettiğimiz, varsaydığımız ya da kabaca ifadesiyle atıp tutturduğumuz söylenilebilir. Mesela bir piyango çekilişinde kazanan kâğıdı seçmiş olan kişi için “bildi” diyemeyiz. Çünkü o, bu kazanan kâğıdı seçmeyi nasıl gerçekleştirdiğini başkalarına gerekçelendiremeyeceği gibi kendisi de bilmemekte ve bu itibarla tekrar edemeyeceği bir hâli yaşamaktadır. Hakeza rüya, keşf, ilham gibi bâtıni hâllerin mütekellimün nazarında bilgi kaynağı olarak telakki edilmemesi onun “gerekçelendirilemez” ve bu itibarla da müştereken tatbik ve tekrar edilemez oluşundan ileri gelmektedir.# Tabi bu durum söz konusu rüya, ilham, keşf ve sezginin muhtevası itibariyle doğru olmasından bağımsız ve farklı bir konudur. *** 63. Tarif ve tarifteki her bir kavramın (gerekçe, doğru, inanç) gerekliliği üzerine özlü bir sunum için bkz. Alan Musgrave, Sağduyu, Bilim ve Şüphecilik “Bilgi Kuramına Tarihsel Bir Giriş”, (çev.) Nur Küçük, İstanbul: İthaki Yayınları, 2013, s. 1535. 64. Ebü Mansur el-Mâturidi, Kitâbü't-Tevhid, (thk.) Bekir Topaloğlu & Muhammed Aruçi, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 3. Baskı, 2017, s. 83 vd.
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.