Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Daha sonra ölüm ayrılığı gelir. Bu tam bir kayıptır, dönüşü olmayan ve geri gelmesi imkânsız olan bir ayrılıktır. Üzerimize çöken ve belimizi kıran bir ayrılıktır o. O ayrılık, gece karanlığından çok daha karanlıktır. Bütün umutlar kırar, her türlü ihtirası siler, tüm kavuşma ve buluşma arzularını bitirir. Burada diller tutulur, her türlü tamir ve telâfi imkânı ortadan kalkar, hiçbir ilacı bulunmaz. İstense de istenmese de sabırdan başka sığınak kalmaz. Sevgililerin başlarına gelen en büyük felâkettir o. Başına böyle bir felaket gelen kimsenin hüngür hüngür ağlayıp sızlamaktan, yanıp yakılmaktan, bitkin düşünceye kadar inlemekten başka yapacağı bir şey yoktur. Bu tedavisi imkânsız bir yara, asla geçmeyen bir acı, sürekli yenilenen bir ıstıraptır. Katlanılmaya çalışılan o ölüm belâsı kadar ağır bir derttir. Bu konuda da şunları yazdım: Ayrılık vakti aniden geldi çattı diye, Umudunu hepten yitirmek de niye? Ümitsizliğe düşmekte aceleci olma, Ümitvar olmalısın sen o yaşadıkça! Ne var ki ölüp giden bizi tümden bitirir, Çünkü onu görme umudunu bile yitirir. Bu durumun pek çok insanın başına geldiğini gördük. Sana haber vereyim ki o felâketi yaşayanlardan biri de benim. Musibet adeta üzerime üşüştü. Şöyle ki: Bir zamanlar Nu'm adlı bir cariyeme delicesine sevdalandım, müthiş bir aşkla bağlandım. Ondan daha güzeli hayal dahi edilemezdi. Fiziği de, ahlâkı da mükemmeldi. Benden önce başka erkek tanımamıştı. Birbirimize olan sevgimiz karşılıklı ve kusursuz bir şekilde tatmin ediciydi. Derken kader onu elimden aldı, geceler ve günler onu götürdü. Sonunda o, toprakla taş ikilisinin üçüncüsü oldu. Öldüğünde yirmi yaşında bile değildim, onun yaşı benimkinden de azdı. Yedi ay boyunca elbise değiştirmedim, normalde gözlerim gözyaşı dökmekte cimriyken o süre boyunca yanaklarım hiç kurumadı. Her şeye rağmen şu ana kadar vallahi hâlâ teselli bulmuş değilim. Eğer bunun için bir fidye mümkün olsaydı, bana atadan kalan mirası, kendi kazandıklarımı ve hatta bedenimin en değerli organını tereddüt etmeden verir onu geri alırdım. Ondan sonra hayatımın pek neşvesi kalmadı. Hatırası beni hiç terk etmedi. Onun gibisini bir daha bulamadım. Ona olan sevdam ondan öncekileri silip attı, ondan sonrakileri de bana haram etti. Onun hakkında yazdıklarımdan iki beyit: Doğan güneş kadar pırıl pırıl, tertemiz bir kızdı, Diğer kadınlar onun yanında sadece yıldızlardı. Onun aşkı kalbimi sinemden bir kuş gibi uçurdu, Kalbim artık hiçbir dalda eğleşmedi uçtu durdu. Kendisi için yazdığım bir ağıttan: Büyülerini kalplerin düğümlerine üfleyen O büyülü sözlerine hiç doyamadım ki ben! Ah kalmadı artık benim hiçbir umudum, Halbuki onca umutlarla dopdoluydum! Yine ondan: Ben gezinirken sevdanın tâ zirvelerinde, Hanfendiler aşkımı umursamadılar bile. Ben ayrılıp gidince yeminler ediyorlar, Ne yazık ki, yalan yere and ediyorlar!
Sayfa 161 - SUFİ KİTAP / AYRILIKKitabı okudu
·
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.